1222 [m. 1807] de ingiliz câsûslarının teşvîki ile, yeniçeri zorbaları ısyân ederek tahtdan indirildi. 1223 [m. 1808] de Topkapı serâyında şehîd edildi. Halîm, selîm ve çok zekî idi. Dâhilde, hâricde düşmanların saldırdığı sırada tahta çıkdı. Vehhâbîlik bunun zemânında ortaya çıkdı. Yeni, modern ordu kurmağa başladı. 1205 [m. 1791] de Bahriye mektebi ve Halıcıoğlunda mühendis ve topçu mektebleri yapdı. Üsküdârda Selimiyye kışlasını ve 1220 [m. 1805] de Selimiyye câmi’ini ve Çiçekçi câmi’ini yapdı. Eyyûb câmi’ini yeniden büyük olarak yapdı. Bunu önce Fâtih, küçük yapdırmışdı. Karaca-Ahmedde Miskînler tekkesi denilen (Dedeler Mescidi)ni yapdı. Küçük Mustafâ pâşada (Gül câmi’i)ni kiliseden çevirdi. Yeni bölükler kurdu. Tâm islâhata başlıyacağı sırada şehîd edildi. Lâleli câmi’i yanında, babasının türbesindedir. Yerine amcasının oğlu sultân dördüncü Mustafâ hân ve bir yıl sonra bunun kardeşi, ikinci Mahmûd hân geçdi. 406, 460, 461, 1062, 1092, 1137, 1152, 1153, 1173.
815 — SELMÂN-I FÂRİSÎ “radıyallahü anh” İsfehânlı idi. Mecûsî idi. Îrânda iken kiliseye girip hıristiyan oldu. Anadoluya kaçıp, kiliselerde hizmet etdi. Şâma geldi. Medînede âhır-zemân Peygamberinin çıkacağını bir papasdan işitdi. (İncîl)i öğrendi. Âlim oldu. Medîneye girerken, köle yapdılar. Hicretden sonra, Medîneye gelerek, evvelce işitmiş olduğu alâmetleri gördü. Hemen îmân etdi. Çok hâlis müslimân oldu. Ehl-i beytden sayıldı. Hendek gazâsında, hendek kazılmasını istedi. Ondan sonraki gazâların hepsinde bulundu. Hazret-i Ömer zemânında Medâyn vâlîsi oldu. Resûlullahın huzûrunda ve sohbetinde kemâle geldi. Zâhir ve bâtın ilmlerinde çok yüksek derecelere kavuşdu. Eshâb-ı kirâmın hepsi de böyle olmuşdu. Fekat, Resûlullahdan herkes, kendi kâbiliyyeti ve kapasitesi kadar feyz alırdı. Hazret-i Ebû Bekrin kavuşduğu derecelere hiçbir Sahâbî kavuşamadı. Selmân-ı Fârisî, Resûlullahdan sonra, hazret-i Ebû Bekrin sohbetinde ve hizmetinde de çok bulunarak, hazret-i Ebû Bekrin almış olduğu kemâlâtdan da ba’zılarına kavuşdu. Resûlullaha kendi kalbi ile bağlanmış olduğu gibi, hazret-i Ebû Bekrin dahâ parlak olan kalb aynası ile de bağlanarak, dahâ çok feyzlere, ma’rifetlere kavuşdu. İkiyüzelli yaşında Medâynda, bir rivâyete göre, 33 senesinde vefât etdi. 47, 313, 487, 969, 1126.
816 — SEMHÛDÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Nûr-üd-dîn Alî bin Abdüllah, 844 [m. 1440] de Mısrda tevellüd, 911 [m. 1506] de Medînede vefât etdi. Şâfi’îdir. Şerîflerdendir. Mescid-i Nebînin ta’mîri, kütübhâne inşâsı ile uğraşdı. Çok kitâb yazdı. (Hülâsa-tül-vefâ) ve (Cevâhir-ul-akdeyn) kitâblarını okuyan, İbni Teymiyyenin ve Vehhâbîlerin bozuk yola sapmış olduklarını iyi anlar. 458.
817 — SEMNÂNÎ: Doksandokuzuncu sırada, Alâüddevle ismine bakınız!
818 — SENÂÜLLAH-İ PÂNÎ-PÜTÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed Senâüllah, Şeyh Celâl-i kebîr-i Çeştînin onikinci torunudur. Hazret-i Osmân bin Affân soyundandır. Hanefî, Mazherîdir. 1143 [m. 1730] senesinde Hindistânda Pânî-püt şehrinde tevellüd etdi. Yedi yaşında Kur’ân-ı kerîmi ezberledi. Naklî ve aklî ilmlerde ihtisâs kazandı. Delhîye giderek Şâh Veliyyullah-i Dehlevîden hadîs ilminde kemâle geldi. Önce mevlânâ Muhammed Âbid-i Semânînin, bundan sonra, Mazher-i Cân-ı Cânânın teveccühleri ile büyük Velî oldu. Sonra, vatanına gidip, ölünceye kadar kâdîlık ile hizmet etdi. 1225 [m. 1810] de Pânî-püt şehrinde vefât etdi. Mazher-i Cân-ı Cânân hazretlerinin zevcesinin kabri yanındadır. Şeyh Celâlüddîn de orada büyük bir türbededir. Otuzdan fazla kitâb yazmışdır. (Tefsîr-i Mazherî)si arabîdir. 1384 [m. 1964] senesinde Delhîde basılmışdır. On cilddir. Büyük fıkh kitâbı ve (İrşâd-üt-tâlibîn) tesavvuf kitâbı da çok kıymetlidir. (Kıyâmet ve Âhıret) kitâbı, 290.cı sahîfeye bakınız! Fârisî (Mâ-lâ-büdde) fıkh kitâbı 1409 [m. 1989] da Hakîkat Kitâbevi tarafından da basdırılmışdır. (İbn-ül-hüdâ) adı ile meşhûr oldu. Mazher-i Cân-ı Cânân buyurdu ki, (Kıyâmet günü, bana, ne getirdin denilince, Senâ-üllah-ı pânîpütîyi getirdim, diyeceğim.) Muhammed Âbid hazretleri, Abdül-ehad hazretlerinin talebesidir.