232 194-Mektub

194
YÜZDOKSANDÖRDÜNCÜ MEKTÛB

Bu mektûb, mîr Sadr-ı Cihâna yazılmışdır. Dîn-i islâmı yaymağa çalış­mak lâzım olduğu bildirilmekdedir:

Allahü teâlâ, size selâmet versin! Mubârek bedeninize sıhhat ve âfiyet versin! İslâmiyyetin emr ve yasaklarının yayılması ve islâm düşmanlarının yüzkaralarının ortaya çıkarılması haberleri, biz kalbi yaralı, ciğerleri yanık müslimânları çok sevindirdi ve cânımıza cân katdı. Bundan dolayı, Allahü teâlâya sonsuz şükrler olsun! Herşeye gücü yeten Allahü teâlâdan, bu se­vindirici işlerin artmasını düâ ederiz. Sevgili Peygamberi “aleyhi ve alâ âlihi minessalevâti efdalühâ ve minetteslîmâti ekmelühâ” hurmetine düâ­mızı kabûl buyurmasını umarız. Müslimânların önlerinde bulunanların ve değerli âlimlerimizin bu sağlam dînin ve bu doğru yolun artması ve kuvvet­lenmesi için gizli ve açık olarak durmadan çalışacaklarına inanıyorum. Biz za’îflere bu konuda söz düşmiyeceğini de anlıyoruz. Yeni hükûmet adam­larının, iyi yaradılışlı oldukları için, din adamlarına ve din bilgilerine kıymet verdiklerini görüyoruz. Bunun için Allahü teâlâya nasıl hamd edeceğimi­zi bilemiyorum. Biliyorsunuz ki, geçen senelerde, din düşmanlığını körük­leyenler, kötü din adamları idi. Ya’nî islâm düşmanları, din adamı şekline girerek yazıları ile, sözleri ile ve hükûmete yol göstererek, islâmiyyeti yık­mağa ön ayak olmuşlardı. Şimdi, bu işde çok uyanık davranınız! Allahına inanan, dînini bilen ve seven, doğru dürüst din adamı bulunuz. İşbaşına, di­yânet işlerine böyle sağlam kimselerin getirilmesine çalışınız! Satılmış din adamları, din hırsızlarıdır. Bunların düşüncesi, mevkı’ ve paradır. Sandal­ya kapmak, şöhret salmak sevdâsındadırlar. Allahü teâlâ, müslimânları, bun­ların fitnesinden korusun! Din adamlarının iyisi “rahmetullahi aleyhim ec­ma’în”, insanların en iyileridir. Kıyâmet günü, bunların mürekkebleri, şe­hîdlerin kanları ile ölçülecek, bunların mürekkebleri ağır gelecekdir. İnsan­ların en kötüsü, kötü din adamlarıdır. İnsanların en iyileri de, iyi din adam­larıdır. Şunu da arz edeyim ki, ba’zı niyyetlerim, askerlerle görüşmeği îcâb etdiriyor. Ramezân-ı mübârek ayında Delhide kalacağım. Ramezân-ı mü­bârekden sonra büyüklerin hûzuruna kavuşacağım. Vesselâm.

Vefâsızdır, ey denî dünyâ senin her ni’metin! Ecel fırtınaları, mahv eyliyor her rif’atın.