163 112-Mektub

112
YÜZONİKİNCİ MEKTÛB

Bu mektûb, şeyh Abdül-Celîl-i Tehânîserîye yazılmışdır. Birinci vazîfe­miz, Ehl-i sünnet vel-cemâ’at i’tikâdını elde etmek olduğu bildirilmekde­dir:

Hak teâlâ, zarar ziyân içinde olan bizleri, doğru oldukları müjdelenmiş olan, Ehl-i sünnet vel-cemâ’at âlimlerinin bildirdikleri i’tikâda kavuşdur­sun! Beğendiği işleri yapmakla şereflendirsin! Bu iyi işleri yapmakdan hâsıl olan hâlleri de ihsân buyursun! Kendi mukaddes makâmına çeksin! Fârisî mısra’ tercemesi:

İş budur, bundan başkası hiçdir.

Çünki, bu kurtuluş fırkasının i’tikâdı olmadan hâsıl olan hâller, vecdler, istidrâcdan başka birşey değildir. İnsanı harâblığa, felâkete sürüklerler. Bu kurtuluş fırkasına uymak ni’metine kavuşdukdan sonra, her ne verirlerse seviniriz, şükr ederiz. Râzı oluruz. Tesavvuf büyüklerinden birkaçı “kad­desallahü teâlâ esrârehüm”, kendilerini hâl ve sekr kapladığı zemân, doğ­ru yolun âlimlerinin bildirdiklerine uymıyan bilgiler, ma’rifetler söyle­mişler ise de, keşf yolu ile anladıklarını bildirmişlerdir. Bunun için, suçlu sayılmazlar. Kıyâmetde, bunlar için sorguya çekilmemeleri umulur. Bun­lar ictihâdında yanılan müctehidler gibidirler. Onlar gibi, bunların yanıl­malarına da bir sevâb verilir. Böyle, birbirlerine uymıyan bilgilerde, hep Ehl-i sünnet âlimlerinin “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în” bildirdik­leri doğrudur. Çünki bunların bilgileri, Peygamberlik kaynağından alınmış­dır “alâ sâhibihessalâtü vesselâmü vettehıyye”. Bu bilgiler, kesinlikle doğ­ru olan vahy ile bildirilmişdir. Tesavvuf büyüklerinin ma’rifetleri ise, keşf ve ilhâm ile anlaşılmakdadır. Keşf ve ilhâmın doğruluğu kesin değildir. Keşf ve ilhâmın doğru olup olmadığı, Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiklerine uy­gun olup olmaması ile anlaşılır. Kıl ucu kadar uygunsuzluk bulunursa, yanlış oldukları anlaşılır. İşin doğrusu böyledir. İşin doğrusu bilindikden sonra, buna uymıyan keşflerin, dalâlet, sapıklık oldukları anlaşılır. Allahü teâlâ, bizi ve sizi, zâhirimizi, bâtınımızı, i’tikâdımızı, ibâdetlerimizi, Pey­gamberlerin efendisine “aleyhi ve alâ âlihi minessalevâti ekmelühâ ve minetteslîmâti efdalühâ” uygun eylemekle şereflendirsin! Size ve doğru yol­da [ya’nî Ehl-i sünnet vel-cemâ’at âlimlerinin, ya’nî dört mezhebin ki­tâblarının bildirdikleri yolda] olanlara selâmet versin! Âmîn.