315 252-Mektub

252
İKİYÜZELLİİKİNCİ MEKTÛB

Bu mektûb, şeyh Bedî’uddîn “rahmetullahi aleyh” hazretlerine yazılmış­dır. Süâllerine cevâbdır:

Allahü teâlâya hamd olsun! Onun seçdiği iyi kullarına selâm olsun! Kıymetli kardeşimin güzel mektûbu geldi. Bizi çok sevindirdi. Sorularınız anlaşıldı. Hazret-i Nûh ile hazret-i İbrâhîmin (Mebde-i te’ayyün)leri, ilm sıfatıdır “salevâtüllahi teâlâ ve teslîmâtühü sübhânehü alâ nebiyyinâ ve aley­himâ”. Muhammed aleyhisselâmın mebde-i te’ayyünü de, yine bu sıfatdır. Birçok bakımlardan, birbirlerinden ayrılmakdadırlar. Çünki bu sıfatın bir yüzü âlime karşı, öteki yüzü ise, bilinen şeye karşıdır. Birinci bakımdan vah­dete uygundur. İkinci bakımdan kesrete uygundur. Bu sıfat da, toplu ve da­ğınık olur. Herbiri, başka bakımlardan, bir büyüğün mebde-i te’ayyünü ol­muşdur.

Nübüvvet ve vilâyet yüklerini taşımak için olan, başka süâllerinizin ce­vâbı, hâce Muhammed Eşrefe gönderilen mektûbda uzun yazılmışdır. Bir dahâ yazmıyorum. Oradan arayınız! Kutb, gavs ve halîfe arasındaki fark­ları soruyorsunuz. Cevâbını yazmak istedim. Fekat izn olmadı. Başka ze­mâna bırakıldı. Vesselâm.

Görmezmisin, boş durdu mu hiç, insin a’lası, Hep uğraşdı, va’d etmiş iken fethi Mevlâsı.