139 91-Mektub

91

DOKSANBİRİNCİ MEKTÛB

Bu mektûb, şeyh Kebîre yazılmışdır. İ’tikâdı düzeltmek ve sâlih, yarar işler yapmak, mukaddes âleme uçabilmek için iki kanat gibidir. İslâmiyye­te yapışmak ve hakîkat hâllerine kavuşmak, hep nefsin tezkiyesi ve kalbin tasfiyesi için olduğu bildirilmekdedir:

Allahü teâlâ, bizi ve sizi sünnet-i seniyyeye uymakla şereflendirsin “alâ sâhibihessalâtü vesselâmü vettehıyye”! Müslimânların birinci vazîfesi, i’ti­kâdı düzeltmekdir. Ehl-i sünnet vel-cemâ’at âlimlerinin bildirdiklerine uygun olarak inanmakdır. Çünki, Cehennemden kurtulacağı bildirilmiş olan bir fırka bunlardır. İkinci olarak, lâzım olan şey, fıkh bilgilerini öğren­mek ve herşeyi bu bilgiye göre yapmakdır. İki kanat gibi olan bu i’tikâd ve amel elde edildikden sonra, mukaddes âleme uçmalıdır. [(Mukaddes) de­mek aybdan, çirkin, kötü şeylerden uzak, temiz demekdir.] Fârisî mısra’ ter­cemesi:

İş budur, bundan başkası hiçdir!

İslâmiyyetin emrlerini yapmak ve tarîkatin ve hakîkatin hâllerine kavuş­mak, hep nefsin tezkiyesi ya’nî küfrden temizlenmesi ve kalbin tasfiyesi ya’nî günâhlardan temizlenmesi içindir. Nefs temizlenmedikçe ve kalb se­lâmet bulmadıkça, hakîkî îmân hâsıl olmaz. Felâketlerden, azâblardan kurtulmak için, hakîkî îmâna kavuşmak lâzımdır. Kalbin selâmeti için, Allahü teâlâdan başka hiçbirşeyin kalbe gelmemesi lâzımdır. Bin sene ya­şamış olsa, kalbe hiçbirşey gelmemelidir. Çünki, bu zemân kalb, Allahü te­âlâdan başka herşeyi büsbütün unutmuşdur. Eğer, birşeyi hâtırlamak için uğraşsa, hâtırlayamaz. Bu hâle (Fenâ fillah) denilmişdir. Bu yolun basamak­larından birincisi, fenâ basamağıdır. Fenâ makâmına kavuşulmadıkca, hiç­bir şey elde edilemez. Evveliniz ve sonunuz selâmet olsun!