165 116-Mektub

116
YÜZONALTINCI MEKTÛB

Bu mektûb, molla Abdülvâhid-i Lâhorîye yazılmışdır. Kalbin selâmeti, mâ-sivâyı unutmakda olduğu bildirilmekdedir:

Kıymetli kardeşimin mektûbu geldi. Kalbin selâmeti için yazdıklarınız anlaşıldı. Evet, kalbin selâmeti, onun mâ-sivâyı unutmasına bağlıdır. Öy­le ki, zorla hâtırlatmak isteseler, hâtırlayamamalıdır. [Allahü teâlâdan baş­ka herşeye, ya’nî mahlûkların hepsine (Mâ-sivâ) denir.] Bu hâle (Fenâ-i kalb) denir. Bu yolun birinci basamağı, bu Fenâya kavuşmakdır. Bu Fenâ vilâyet derecelerine kavuşulacağının müjdecisidir. Sâlikler, yaradılışların­daki uygunluklara göre, çeşidli derecelere yükselirler. Çok yükselmek is­temeli, bunun için çok çalışmalıdır. Çocuklar gibi, yolda önüne çıkan koza­laklara, cam parçalarına bağlanıp kalmamalıdır. Hadîs-i şerîfde, (Allahü te­âlâ, yüksek şeylere kavuşmak istiyenleri sever) buyuruldu. Dünyâ işleri ile çok uğraşmakda, dünyâ işlerine gönül bağlamak korkusu vardır. Kalbin se­lâmete kavuşmasına da sakın aldanmayınız! Yine geri dönebilir. Dünyâ iş­leri ile, elden geldiği kadar az uğraşınız ki, dünyâya gönül bağlamak tehlü­kesine düşmeyesiniz! Dünyâya düşkün olmak felâketinden Allahü teâlâya sığınırız. Dünyâya gönül bağlamamış olan fakîr bir çöpcü, gönlünü dünyâ­ya kapdırmış olan koltukdaki zenginden katkat dahâ kıymetlidir. Birkaç gün­lük yaşamakda dünyâya gönül vermemek, hiçbirşeye düşkün olmamak için çok uğraşınız! Dünyâya düşkün olmakdan ve dünyâya düşkün olanlar­dan, aslandan kaçmakdan dahâ çok kaçmalıdır.