190 154-Mektub

154
YÜZELLİDÖRDÜNCÜ MEKTÛB

Bu mektûb, yine meyân şeyh Müzzemmile yazılmışdır. Kendinden geç­mek ve kendinde ilerlemek lâzım geldiği bildirilmekdedir:

Hak teâlâ, kendisi ile bulundursun! Bir ân başkasına bırakmasın! Yâ Rabbî! Bizi kendimize bir ân bırakma! Bırakırsan, helâk oluruz. Dahâ az da bırakırsan, yok oluruz. İnsanın başına belâların gelmesine sebeb, ken­dine düşkün olmasıdır. Kendi kendisinden kurtulursa, Allahü teâlâdan başka şeylere düşkün olmakdan kurtulur. Puta tapanlar, kendilerine tap­makdadırlar. Câsiye sûresinin yirmiikinci âyetinde meâlen, (Kendi nefsi­ne tapanları gördün mü?) buyuruldu. Fârisî mısra’ tercemesi:

Kendini bırakmak, pek hoş olur ve râhat!

Kendini bırak, bana gel! Kendinden geçmek, farz olduğu gibi, kendin­de ilerlemek de lâzımdır. Çünki O, bu yolculukla bulunabilir. Kendinden dışarda yapacağın yolculukla bulamazsın! Fârisî beyt tercemesi:

Her ne varsa sendedir, yok sanma! Kör gibi, her yana el uzatma.

(Seyr-i Âfâkî), ya’nî insanın dışındaki yolculuk, insanı uzaklaşdırır. (Seyr-i Enfüsî), ya’nî, insanın kendinde yapdığı yolculuk, aranılana kavuş­durur. Şühûd arıyor isen, kendindedir. Ma’rifet istiyorsan, kendindedir. (Hayret), ya’nî anlıyamayıp şaşırıp kalmak ise, yine kendindedir. İnsanın dışında ayak basacak yer yokdur. Söz nereye uzandı? İyi düşünemiyenler, bu sözümü hulûl veyâ birleşmek sanacak. Böylece doğru yoldan kayacak, dalâlete düşecek. Fârisî mısra’ tercemesi:

Burda hulûl, birleşmek, küfr olur, iyi bil!

Bu makâmlara varmadan, anlamadan önce, bunları düşünmek câiz de­ğildir. Allahü teâlâ, bizi ve sizi râzı olduğu yolda bulundursun “alâ sâhibi­hessalâtü vesselâmü vettehıyye”! Hâllerinizi yazınız! Çok fâideli olur. Çe­şidli bağlantılarınız var ise de, bunlardan kurtulunuz. Bunlar, yâ varmış, yâ yokmuş, eşid tutunuz! Vesselâm, vel-ikrâm.