005 Önsöz

Görülüyor ki, bu kitâbımız, insanları zararsız ve iyi huylu yapmak için yazılmışdır. Bu kitâbı anlıyan ve uyan insan, Allahü teâlânın emrleri­ne ve devletin kanûnlarına itâ’at eder. İslâm dîni, hükûmete isyân etmeği, kanûnlara karşı gelmeği, fitne çıkarmağı şiddetle yasak etmiş, bu konuda hiçbir özr kabûl etmemişdir. Seyyid Kutbun ve Mevdûdînin ihtilâlci, bölü­cü kitâblarına ve boş kafalarından yazdıkları uydurma fetvâlarına aldan­mamalı, fitne çıkarmamalıdır. Müslimân, vatanına, milletine fâideli olur. Va­tandaşların aynı hak ve hürriyyetlere mâlik olduklarını bilir. Kendini kim­seden üstün görmez. Râhat ve huzûr içinde yaşadığı azîz vatanını, milleti­ni ve bayrağını çok sever. Herkese iyilik eder. Bölücülük yapmaz. Gayrı müslimlere, başka dinden, başka mezhebden olanlara, turistlere, yabancı tüccârlara, müsâfirlere de hiç kötülük yapmaz. Müslimânların güzel huy­lu, iyi insanlar olduklarını, güler yüzü ile, tatlı sözleri ile ve iyi hareketle­ri ile, bütün dünyâya tanıtır. Herkesin seve seve müslimân olmalarına se­beb olur. Kötülük yapanlara nasîhat verir. Kimseye hîle, hıyânet yapmaz. Devâmlı çalışır. Halâl kazanır. Kimsenin hakkına dokunmaz. Vergilerini, borçlarını vaktinde öder. Bunu, Allah da sever, kullar da sever. Çalışarak halâl para kazanmanın lâzım ve çok sevâb olduğu (Mekâtîb-i şerîfe)nin sek­sensekizinci mektûbu sonunda uzun yazılıdır. Bu mektûb, (Se’âdet-i Ebe­diyye) ikinci kısm sonundadır.

Allahü teâlâ, bütün insanları, imâm-ı Rabbânî hazretlerinin yazıların­dan ve rûhâniyyetinden feyz alarak, küfrden ve sapık inanışlardan korusun!

(Ehl-i sünnet) âlimlerinin, Resûlullahdan alarak bizlere ulaşdırdıkları, biricik kurtuluş yoluna kavuşdursun! Âmîn.

Bugün, müslimânlar üç fırkaya ayrılmışdır. Birincisi, Eshâb-ı kirâmın yo­lunda olan hakîkî müslimânlardır. Bunlara (Ehl-i sünnet) ve (Sünnî) denir. İkincisi (Şî’î), üçüncü fırka (Vehhâbî)lerdir. Bu ikisine (Fırka-i mel’ûne) de­nir. Çünki bunların müslimânlara müşrik dedikleri (Kıyâmet ve Âhıret) ki­tâbımızda yazılıdır. Müslimânları bu üç fırkaya parçalayan, yehûdîlerle in­gilizlerdir. Hangi fırkadan olursa olsun, nefsine uyan ve kalbi bozuk olan, Cehenneme gidecekdir. Her mü’min, nefsini tezkiye için, ya’nî nefsin ya­ratılışında mevcûd olan küfrü ve günâhları temizlemek için, her zemân çok (Lâ ilâhe illallah) okumalı ve nefsden ve şeytândan ve kötü arkadaşlardan ve zararlı, bozuk kitâblardan gelen küfr ve günâhlardan kalbini tasfiye için, kurtulmak için (Estagfirullah) okumalıdır. İslâmiyyete uyanın düâları mu­hakkak kabûl olur. Nemâz kılmıyanın, açık kadınlara bakanın ve harâm yi­yip içenin, islâmiyyete uymadığı anlaşılır. Bunun düâları kabûl olmaz.

Mîlâdî Hicrî Şemsî Hicrî Kamerî 2001 1380 1422