349 265-Mektub

265
İKİYÜZALTMIŞBEŞİNCİ MEKTÛB

Bu mektûb, şeyh Abdülhâdî Bedavânîye yazılmışdır. Uzlete çekilir­ken, müslimânların haklarını gözetmeği elden bırakmamak lâzım olduğu bildirilmekdedir:

Allahü teâlâya hamd olsun! Sevgili Peygamberine ve Âline ve Eshâbı­na salâtü selâm olsun ve doğru yolda olanlara düâlar olsun!

Kıymetli kardeşimin güzel mektûbu geldi. Bizleri çok sevindirdi. Alla­hü teâlâya hamd ve şükr olsun ki, ayrılık günlerinin uzaması, muhabbeti ve ihlâsı sarsmamış. Bununla berâber, buraya gelseydiniz, dahâ iyi olurdu. (El hayru fî mâ sana’ Allahü teâlâ!). Ya’nî Allahü teâlânın yapdığında hayr var­dır. İnsanlar arasından ayrılmak, uzlet etmek istiyorsunuz. Evet uzlet, Sıd­dîkların aradığı şeydir. Mubârek olsun! Uzleti isteyiniz! Bir köşeye çeki­liniz! Fekat, müslimânların haklarını gözetmeği elden kaçırmayınız! Resû­lullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Müslimânın, müslimân üzerinde beş hakkı vardır: Selâmına cevâb vermek, hastalığında dolaşmak, cenâzesinde bulunmak, da’vetine gitmek ve aksırdığı zemân elhamdülillah deyince, yerhamükallah demek) buyurdu. [Bu hadîs-i şerîfi Ebû Hüreyre “radı­yallahü anh” haber vermişdir. (Buhârî)de ve (Müslim)de yazılıdır.] Fekat, da’vet etdiği zemân gitmek için şartlar vardır. (İhyâ’ül-ulûm) kitâbında bu­yuruyor ki, (Çağıranın yemeği şübheli ise veyâ islâmiyyetin yasak etdiği şey, meselâ ipek sofra örtüsü, gümüş kap ve tavanda, dıvârda cânlı resmi var­sa veyâ çalgı çalınıyorsa, oyun, kumar gibi şeyler varsa, o çağrılan yere gi­dilmez). [Bu yasaklar, (Kimyâ-i se’âdet) kitâbında da yazılıdır]. Böyle ya­saklar bulunan yemeğe gitmek harâm veyâ mekrûh olur. Çağıran kimse zâ­lim ise veyâ Ehl-i sünnet değil ise, fâsık ise, kötülük yapan ise veyâ övün­mek için, gösteriş için çağırıyorsa gitmek câiz olmaz. (Şir’a-tül-islâm) ki­tâbında diyor ki, (Riyâ olarak çağırılan yemeğe gitmemelidir!). (Muhît) ki­tâbında diyor ki, (Oyun, şarkı, gîbet etmek bulunan ve içki içilen yemeğe oturulmaz). (Metâlib-ül-mü’minîn) kitâbında da böyle yazılıdır. Bu yasak­lardan hiçbiri bulunmayan da’vete gitmek lâzımdır. Bu zemânda, bu yasak­ların bulunmaması güç oldu. Bundan başka, Fârisî mısra’ tercemesi:

Yabancıdan uzlet et, dostdan değil!

Talebe kardeşleri ile sohbet etmek, bu yolun sünnet-i müekkedesidir. Hâ­ce Behâeddîn Buhârî “kaddesallahü teâlâ sirrehül’azîz” hazretleri buyur­du ki, (Bizim yolumuzun temeli sohbetdir!). Uzletde şöhret vardır. Şöhret de âfetdir. Sohbet buyurulması, talebe kardeşleri ile birlikde olmakdır. Baş­kaları ile sohbet edilmez. Çünki, birbirinden fânî olmak, ya’nî başkaları­nı unutmak, sohbetin şartıdır. Bu da, uygun arkadaşla olabilir.

Hasta yoklamak sünnetdir. Hastanın bakıcısı varsa, ona bakıyorsa, baş­kalarının dolaşması sünnet olur. Bakacak kimsesi yoksa, dolaşmak vâcib olur. (Mişkât) kitâbının hâşiyesinde böyle yazılıdır.

Cenâzede hâzır olmalıdır. Hiç olmazsa birkaç adım birlikde gitmelidir. Böylece, meyyitin hakkı ödenmiş olur.

Cum’a nemâzına ve hergün beş vakt nemâz için cemâ’ate ve bayram ne­mâzlarına gitmek islâmın zarûrî emrleridir. Herhâlde gitmek lâzımdır. Bunlardan sonra kalan vaktleri, yalnız geçirebilirsiniz. Fekat önce doğru bir niyyet lâzımdır. Dünyâ çıkarlarından birşeyi düşünerek uzleti kirletme­melidir. Allahü teâlâyı zikr için, kalbi toparlamakdan ve dünyânın bit­mez tükenmez işlerinden uzaklaşmakdan başka birşey düşünmemelidir. Niy­yetin doğru olmasına çok dikkat etmelidir. Niyyetin içinde, nefsin bir ar­zûsu gizlenmiş olmamasına dikkat etmelidir. Niyyetin doğru olması için, Al­lahü teâlâya yalvarmalıdır. Böylece tâm niyyet yapılabilir. Yedi kerre isti­hâre yapmalı, doğru niyyet ile uzlet eylemelidir. Böyle olunca, çok fâide­si umulur. Buluşduğumuz zemân, dahâ çok anlatırım. Vesselâm.

İslâmiyyet enbiyânın sünnetidir, Cümlenin ihtidâsıdır, islâmiyyet.

Hudânın, leyle-i mi’râc içinde, Habîbine atâsıdır islâmiyyet.