398 272-Mektub

Cevâb: Peygamberleri “aleyhimüssalevâtü vettehıyyât” taklîd ederek hâ­sıl olan îmân, îmân-ı istidlâlîdir. Çünki o büyükleri taklîd eden kimse, Peygamberlerin “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” bildirdiği her şeyin doğ­ru olduğunu, aklı ile, düşüncesi ile anlamışdır. Çünki Allahü teâlânın, bir kimsenin sözlerinin doğru olduğunu bildirmesi için, ona, mu’cizeler verme­sinden, o kimsenin elbette doğru sözlü olduğu anlaşılır. Peygamberlerin “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” hepsinde mu’cizeler bulunduğu için, hep­si doğru sözlüdür. Başkasına uyarak hâsıl olan îmânın kıymetsiz olması, ba­balarından görerek îmân etdikleri içindir. Peygamberlerin “aleyhimüssa­levâtü vettehıyyât” doğru söylediklerini, bildirdikleri herşeyin doğru oldu­ğunu düşünmeden, yalnız anadan babadan ve etrâfdan görerek hâsıl olan îmândır. Böyle olan îmân-ı taklîdî, âlimlerin çoğuna göre kıymetsizdir.

[Hıristiyanların ve yehûdîlerin îmânları ve komünistlerin, masonların ve şimdiki türedi ilericilerin îmânsızlıkları ve din düşmanlıkları da, böyle îmân-ı taklîdî gibidir. Hiç kıymeti ve ehemmiyyeti ve doğruluğu yokdur. Anadan, babadan ve yaldızlı propagandalardan hâsıl olan yanlış ve temel­siz birer inanışdır].

Mantığa dayanarak, akl ile, düşünce ile hâsıl olan îmâna gelince, bu yol­dan îmân elde edilebilir. Fekat elde edenler pekazdır. Allahü teâlânın varlığını bu yoldan isbât etmekde, mevlânâ Celâleddîn-i Devânî “rahme­tullahi teâlâ aleyh” gibi biri dahâ bulunduğunu bilmiyoruz. Çünki bu, hem muhakkıkdır ve hem de sonra gelenlerdendir ve bu yüksek varlığı isbât et­mek için çok uğraşmışdır. Böyle olmakla berâber, ondan sonra gelenlerden onun yazılarını açıklayanlar, onun ileri sürdüğü düşüncelerden, olaylardan yanlış veyâ kusûrsuz olanını görememişlerdir. Açıklarken çok fikrleri de­ğişdirmek zorunda kalmışlardır. Bundan anlaşılıyor ki, Peygamberleri “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” taklîd etmeğe dayanmadan, yalnız istid­lâl ile îmân hâsıl edenlere yazıklar olsun! Allahü teâlâ, îmânın nasıl elde edi­leceğini bize gösteriyor. Âl-i İmrân sûresinin elliüçüncü âyetinde meâlen, (Yâ Rabbî! Senin indirdiğine inandık. Resûlüne uyduk. Bizi şâhid olanlar­la birlikde bulundur!) buyuruldu.