243 206-Mektub

 206

İKİYÜZALTINCI MEKTÛB

Bu mektûb, molla Abdülgafûr-i Semerkandîye yazılmışdır. Dünyânın kö­tülüğü ve ona düşkün olanların zevallılığı bildirilmekdedir:

Yâ Rabbî! Ölüm bizi uyandırmadan önce, sen bizi uyandır! Peygamber­lerin efendisi “aleyhi ve aleyhim ve alâ âlihissalâtü vetteslîmâtü etemmü­hâ ve efdalühâ” hurmetine, düâmızı kabûl eyle! Tatlı olan mektûbunuz ve kıymetli yazılarınız gelerek bizleri sevindirdi. Buna karşılık olarak, Alla­hü teâlâ, size iyilikler versin!

Kardeşim! İnsanları dünyâya, yalnız yiyip içmek için ve giyinip süslen­mek için göndermediler. İstediklerimizi toplamak, sevdiğimiz şeylerle keyf­lenmek ve oynayıp zevklenmek için yaratılmadık. İnsanların yaratılması, Al­lahü teâlâya karşı aşağılığını, gücü yetmezliğini, muhtâc, zevallı olduğunu göstermeleri içindir. Kulluk da, bu demekdir. Fekat, bu kulluk, Muhammed aleyhisselâmın islâmiyyetinin izn verdiği gibi olmalıdır. Yoksa, müslimân ol­mıyanların yapdıkları riyâzetler, mücâhedeler, bu parlak islâmiyyete uygun olmadığı için, zarar ve ziyândan başka sonu olmaz. Pişmân olmakdan, üzül­mekden başka birşey kazandırmaz. Ehl-i sünnet vel-cemâ’at denilen doğ­ru yolun âlimlerinin bildirdiklerine uygun olarak i’tikâdı düzeltdikden son­ra, ibâdetleri yapmakla berâber, kalbi Allahü teâlânın zikri ile süslemelidir. Tesavvuf yolunun büyüklerinden alınan vazîfeyi sık sık tekrarlamalıdır. Bu büyüklerin yolunda, sonda ele geçecek olanlar başlangıcda yerleşdiril­mişdir. Bunların bağları, başkalarının bağlarından çok üstündür. Kısa görüş­lü olanlar, inansa da, inanmasa da, bu böyledir. Maksadımız, dostları teşvîk­dir. İnanmıyanlara bir diyeceğimiz yokdur. Fârisî beyt tercemesi:

Masal sanana, masal gibi olur, Kıymet bilene, çok fâideli olur.

Sözün kısası şudur ki, âhıretde kurtulmak, çok zikr etmeğe bağlıdır. En­fâl sûresinin kırkaltıncı âyetinde meâlen, (Allahü teâlâyı çok zikr ediniz ki kurtulasınız!) buyuruldu. Bunun için, çok zikr etmek lâzımdır. Buna mâ­ni’ olan herşeyi düşman bilmelidir. Âhıretde kurtulmanın ilâcı, işte budur. Bizden, ancak söylemekdir. Fârisî beyt tercemesi:

Zikr et zikr, bedende iken cânın, Kalb temizliği, zikrîledir Rahmânın.

Ra’d sûresi, otuzuncu âyetinde meâlen, (Biliniz ki kalbler zikr ile râhat bulur) buyuruldu. Allahü teâlâ, size bundan başarı nasîb eylesin! Çünki, en lüzûmlu ve en kârlı iş budur. Mubârek zemânlarda çok giyilmiş olan antâ­ri gönderildi. İşleriniz hayrlı olsun! Vesselâm.