465 293-Mektub

293
İKİYÜZDOKSANÜÇÜNCÜ MEKTÛB

Bu mektûb, şeyh Muhammed Çitrîye yazılmışdır. (Allahü teâlâ ile öy­le bir vaktim vardır ki...) hadîs-i şerîfdir. Ebû Zer-i Gıfârî de böyle söyle­mişdir. Niçin söylemişdir? Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri, (Bütün Evliyâ­nın ensesine basıyorum) demişdir. Bu sözün ne demek olduğu bildiril­mekdedir:

Allahü teâlâya hamd olsun! Onun seçdiği kullarına selâm olsun! Kıymet­li mektûbunuz geldi. Bizleri sevindirdi. Allahü teâlânın sevdiklerinin bu fa­kîrleri hâtırlaması, bizim için ne büyük ni’metdir. Soruyorsunuz ki, Resû­lullah “aleyhi ve alâ âlihissalevâtü vetteslîmât”, (Allahü teâlâ ile öyle bir vaktim olur ki...) buyurdu. Ebû Zer-i Gıfârî “radıyallahü anh” da böyle bu­yurmuşdur. Bu nasıl olur? Ayrıca şeyh Muhyiddîn Abdülkâdir-i Geylânî “kuddise sirruh” hazretleri, (Ayaklarım Evliyânın hepsinin ensesi üzerin­dedir) demişdir. Bir başkası da, böyle demişdir. Bu iki söz üzerinde zemân zemân, arkadaşlar arasında çatışmalar oluyor. Merhamet buyurarak, bu iki sözün ne demek olduklarını ve herbirini söyliyenlerin başka başka ne de­mek istediklerini uzun yazınız ve bu garîbin anlaması için, açıklıyarak gönderiniz diyorsunuz.

Kıymetli yavrum! Bu fakîr “kaddesallahü sirrehül’azîz” kitâblarımda yaz­mışdım ki, O Serverin “sallallahü aleyhi ve sellem” tecellîye kavuşması de­vâmlı idi. Ara sıra, dahâ yakın olduğu zemânları da vardı. Bu nâdir zemân­ları, nemâzda idi. Bunun için, (Nemâz mü’minin mi’râcıdır) buyurdu. (Yâ Bilâl, beni râhata kavuşdur!) hadîs-i şerîfi de, bu sözümüzün doğru oldu­ğunu göstermekdedir. Ebû Zer-i Gıfârî, O Servere tâm uyduğu ve Ona vâ­ris olduğu için, bu ni’mete kavuşmuşdur. Çünki, O Serverin tâm izinde gi­denlerin büyükleri, Onun vârisi olurlar. Onun bütün üstünlüklerinden çok pay alırlar.

Şeyh Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri “kuddise sirruh”, (Bu iki aya­ğım bütün Evliyânın boynu üzerindedir) buyurmuşdur. (Avârif) kitâbının sâhibi olan Şihâbüddîn hazretleri, Ebünnecîb-i Sühreverdî hazretlerinin ta­lebesi idi. Onun terbiyesi ile yetişmişdi. Ebünnecîb hazretleri de Abdülkâ­dir-i Geylânî hazretlerinin talebesi ve çok yakın olanlarından idi.