173 127-Mektub

127
YÜZYİRMİYEDİNCİ MEKTÛB

Bu mektûb, molla Safer Ahmed-i Rûmîye yazılmışdır. Anaya babaya hiz­met, her ne kadar sevâb ise de, hakîkî matlûba kavuşmak yanında, boşu­na uğraşmak olur. Hattâ günâh olduğu bildirilmekdedir:

Kıymetli mektûbunuz geldi. Buraya gelemediğinizin sebebini yazıyor­sunuz. Doğrudur. Şimdiye kadar yapdığınızdan dahâ da çok yapınız. Lâzım olan hizmeti tâm yapamadığınızı düşününüz. Ahkâf sûresinin onbeşinci âye­tinde meâlen, (İnsanlara, analarına babalarına ihsân etmelerini söyledik) buyuruldu. Lokmân sûresinin ondördüncü âyetinde meâlen, (Bana ve anana babana şükr et!) buyuruldu. Böyle olmakla berâber, bütün bu iyi iş­ler, hakîkî varlığa kavuşmak yanında boş, fâidesiz kalırlar. Sülûk konakla­rını geçmek yanında lüzûmsuz, boş şeylerdir. (Ebrârın iyilik olarak yapdık­ları, mukarrebler yanında günâh olur) sözünü işitmişsinizdir. [Bu sözü, şeyh Ebû Sa’îd-i Harrâz söylemişdir “kaddesallahü sirrehül’azîz”.] Fârisî beyt tercemesi:

Herne ki güzeldir, Allah sevgisinden başka,

Hepsi câna zehrdir, şeker gibi de olsa!

Allahü teâlânın hakkı, bütün mahlûkların haklarından dahâ önce gelir. Onların haklarını gözetmek de, Onun emri iledir. Yoksa, Onun hizmetini bırakıp da, başkalarına hizmet etmek kimin elinden gelebilir? Bunun için, başkalarına hizmet etmek, Ona olan hizmetlerden biri olur. Fekat, hizmet­ler arasında çok fark vardır. Tarlayı sürenler ve ekini biçenler de, pâdişâh­lara hizmet etmekdedir. Fekat, serâyda olanların yapdıkları hizmetlerin şe­refi başkadır. Bunların yanında, tarlayı sürmek ve ekini biçmek gibi şeyler söylemek, suç bile olur. Her işin karşılığı, o işin kıymetine göre ölçülür. Tar­la sürenler, sabâhdan akşama kadar ter içinde çalışır. Buna karşılık, az bir­şey alır. Mukarrebler ya’nî sultâna yakın olanlar ise, her sâatde yüzlerce li­ra alırlar. Böyle olmakla berâber, bunların bu paralarda hiç gözleri yokdur. Gözleri, gönülleri hep sultândadır. Aralarındaki farkı düşününüz! Ferrûh Hüseyn, oldukça ilerlemekdedir. Onun için üzülmeyiniz! Dahâ ne yazayım. Vesselâm.