297 238-Mektub

238
İKİYÜZOTUZSEKİZİNCİ MEKTÛB

Bu mektûb, mîr Muhammed Nu’mâna yazılmışdır “kaddesallahü teâlâ sirrehül’azîz”. Din kardeşlerinin çoğalmasında iyi ümmîdler vardır. Mürîd­lerin ma’rifetlere, hâllere kavuşması, pîrlerin gevşekliğine ve (Ucb)a sebeb olmaması bildirilmekdedir:

Âlemlerin rabbi olan Allahü teâlâya hamd olsun! Peygamberlerin efen­disine ve Onun temiz olan Âline ve güzel Eshâbının hepsine salât ve selâm olsun! Hâce Rahmînin adamı ile gönderdiğiniz kıymetli mektûb geldi. Bi­zi çok sevindirdi. Talebenin hâlleri uzun yazılmış olmakla sevincimiz kat­kat artdı. (Din kardeşlerinizi çoğaltınız!) hadîs-i şerîfinde buyurulduğu üze­re, din kardeşlerinin çoğalması ümmîd vericidir. (Kasas) sûresinin otuzbe­şinci âyetinin, (Seni kardeşinle kuvvetlendiririz) meâl-i şerîfi de, bu ümmî­di kuvvetlendirmekdedir. Fekat, önce kendi hâllerine ve işlerine bakmak lâzımdır. Kendi hareketini, duruşunu düşünmelidir. Talebenin ilerlemesi, rehberlerin işini gevşetmemelidir. Talebenin harâretli çalışması, rehberle­rin çalışmalarını soğutmamalıdır. Bundan dolayı, çok korkmak ve titremek lâzımdır. Talebenin hâllerini ve makâmlarını, kendisi için aslan gibi ve kaplan gibi tehlükeli bilmelidir. Onlarla öğünmek ve sevinmek nerede kalır. Ucb kapısının bu yoldan açılmamasına çok dikkat etmelidir. (Hayâ, îmândan bir parçadır) hadîs-i şerîfi gözönünde tutularak, mürîdlerin iler­lemesinden utanmalı ve yüz kızarmalıdır. Tâliblerin çalışmalarının kızışma­sından ibret almalı, çalışmayı artdırmalıdır. İşleri, ibâdetleri bozuk görme­li, niyyetleri düzeltmeğe çalışmalıdır. Söz ile ve hâl ile, dahâ var mı deme­lidir. Sizin güzel hâllerinizden bunların umulduğu açıkca belirlidir. Fekat, nefs-i emmâre ve iblîs-i la’în gibi din düşmanları düşünülerek ağır yazıldı. Tâliblere olan teveccühünüzün, yardımlarınızın bu yoldan gevşememesi için cevâbımız aşırı oldu. İki ni’metin de bir arada bulunması lâzımdır. Yalnız birini yapmak, aşağıda kalmak olur. Hâce Rahmî kardeşimizin ve seyyid Ah­medin hep yanınızda bulunması lâzımdır. Siz de onlara çok yardım ediniz. Mîr Abdüllatîf de, tevbe edebildi ise, ona da yardımınızı esirgemeyiniz. Doğ­ru yolda ilerlesin. Birkaç tâlibin Kâdirî yolunu istediklerini yazıyorsunuz. Ebû Bekr-i Sıddîkın yolundan başka hiçbir yolu, hiçbir kimseye bildirme­yiniz! İki yol birbirleri ile karışdırılmasın! Fekat, yalnız külâh ve şecere is­terlerse ve istihâre uygun çıkarsa, kabûl edersiniz ve nasîhat verirsiniz. Al­lahü teâlâ size ve arkadaşlarınıza ve sevdiklerimize ve talebenize ve doğ­ru yolda gidenlere ve Muhammed Mustafânın izinde bulunanlara selâ­met versin “aleyhi ve alâ âlihissalevâtü vetteslîmâtü etemmühâ ve ekme­lühâ”!