229 192-Mektub

192
YÜZDOKSANİKİNCİ MEKTÛB

Bu mektûb, şeyh Bedi’uddîn-i Sehârenpûrîye yazılmışdır. Bir süâline ce­vâb vermekdedir:

Akllı ve kıymetli kardeşim! Hocama yazmış olduğum onbirinci mektûb­da, hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîkın makâmından dahâ yüksek bir makâm hâsıl olduğu yazılıdır. Bunun ne demek olduğunu soruyorsunuz. Allahü te­âlâ, senin bilgini artdırsın! Bu yazı, hazret-i Ebû Bekrden dahâ yüksek ol­mağı göstermez. Bu söz ve o mektûbdaki buna benziyen yazılar, bir tale­benin kendi rehberine arz etdiği, kendi hâlleridir. Büyüklerimiz buyuruyor ki, bir tâlib, doğru olsun, yanlış olsun, kendine hâsıl olan herşeyi, üstâdı­na bildirmelidir. Çünki doğru olmıyan bilgilerden, doğru ma’nâlar da çıka­rılabilir. Bunun için, bunları da bildirmek lâzımdır denildi. Yukarıdaki söz de, bu sebebden yazılmış olabilir. Şunu da söyleyebiliriz ki, Peygamber olmıyan birinin, ufak bir şeyde, Peygamberden üstün olması câiz görülmüş­dür. Bunun misâlleri de vardır. Şehîdlerin üstünlükleri sayılırken, Pey­gamberler için bildirilmiyenler de, haber verilmişdir. Bununla berâber üs­tünlük, her bakımdan Peygamberlere mahsûsdur “aleyhimüssalevât vettes­lîmât”. Peygamber olmıyan bir Velî, Peygamberde bulunmıyan bir üstün­lükden geçirilirse, buradan geçerken kendini dahâ yüksek görebilir. Bu câ­izdir. Onun bu makâma yükselebilmesi, Peygambere uyması sebebi ile olmakdadır. Bunun için, Peygambere de o makâmdan nasîb vardır. Çün­ki hadîs-i şerîfde, (Güzel bir çığır açan kimse, bunun sevâbını kazanır ve bu güzel şeyi yapanlara verilen sevâblardan da pay alır) buyuruldu. Peygam­ber olmıyanın, ufak birşeyde, Peygamberden üstün olması câiz olunca, Peygamber olmıyanlardan üstün olması da câiz olacağı meydândadır. Bu­nu anlamak güç değildir. Vesselâm.