236 198-Mektub

198
YÜZDOKSANSEKİZİNCİ MEKTÛB

Bu mektûb, Hân-ı Hânâna yazılmışdır. Bu zemânda, din adamlarının, dünyâ büyükleri ile görüşmeleri güc olduğu bildirilmekdedir:

(Fütûhât-i Mekkiyye), fütûhât-i medeniyyenin anahtarı olsun! Allahü te­âlâ, sevgili Peygamberi ve Onun yüksek Âli hurmetine bu düâmı kabûl bu­yursun “aleyhi ve aleyhimüssalevât vetteslîmât”! İhsân etdiğiniz kıymetli mektûb, fakîri şereflendirdi. Sevgimizi artdırdı. Size müjdeler olsun, müjde­ler olsun! Kıymetli efendim! Bu zemânda, Allah adamlarının, dünyâ büyük­leri ile görüşmesi çok güçleşdi. Din adamları, konuşurken ve yazarken, dî­nin emr etdiği gibi tevâzu’, aşağı gönüllülük yaparsa, kötü düşünceli olanlar, bunu anlıyamıyarak, birşey koparmak için, muhtâc olduğu için, böyle yapı­yor sanırlar. Bu bozuk düşünceleri, dünyâ ve âhıret se’âdetini elden kaçır­malarına sebeb olur. Bu büyüklerden istifâde edemezler. Eğer din büyükle­ri, dünyâya ve dünyâ adamlarına kıymet vermediklerini duyururlarsa, görüş­leri kısa olanlar, kötü düşünerek, bunları egoist, kendini beğenmiş sanırlar. Hâlbuki, Allahdan başka hiçbir şeye kıymet vermemek de, din büyüklerine lâzımdır. Hem aşağı gönüllü, hem de yüksek gönüllü olurlar. İki zıd, ters şey, bunlarda bir araya gelmişdir. Ebû Sa’îd-i Harrâz “kuddise sirruh” buyuru­yor ki, (Rabbimi, birbirine zıd, ters olan şeyleri, bir araya toplayıcı olarak ta­nıdım). Fen ve hesâb adamları, bu söze inanmazlar ise de, bizce kıymeti yok­dur. Evliyânın bildikleri, aklın eremediği şeylerdir. Mîr ve Mevlânâ, size biz­lerden çeşidli haberler vereceklerdir. Doğru yolda bulunanlara selâm olsun!