106 68-Mektub

68
ALTMIŞSEKİZİNCİ MEKTÛB

Bu mektûb, yine Hân-ı Hânâna “rahmetullahi aleyh” yazılmışdır. Tevâ­zu’ zenginlere, nazlanma da fakîrlere yakışır demekdedir:

Allahü teâlânın yapdığında hayr vardır.

Fârisî beyt tercemesi:

Bildirilmesi lâzım olanı söyledim sana, Yâ fâidelenirsin, yâ da çarpar kulağına.

Tevâzu’, gınâ sâhiblerine yakışır, istignâ ise fakîrlere yaraşır. Çünki, her­şeyin ilâcı, zıddı iledir. Üç mektûbunuzdan da yalnız istignâ, nazlılık anla­şılmakdadır. Tevâzu’ ya’nî alçak gönüllülük yapmak istediğinizi biliyo­ruz. Fekat, meselâ son mektûbunuzda (Allahü teâlâya hamd etdikden ve Resûlüne salâtdan sonra ma’lûm olsun ki...) diyorsunuz. Bu sözü nereye ve kime karşı yazdığınızı iyi anlamalısınız. Evet, fakîrlere çok hizmet etdiniz. Fekat hizmetin edeblerini gözetmek de lâzımdır. Ancak, fâidesine böyle ka­vuşulabilir. Böyle olmazsa boşuna uğraşılmış olur. Evet Onun “aleyhi ve alâ âlihissalevâtü etemmühâ ve ekmelühâ” ümmetinin sâlihleri tekellüf, gös­teriş yapmakdan uzakdır. Fekat tekebbür edenlere karşı tekebbür yapmak, sadaka vermek gibi sevâbdır. Bir kimse, Hâce Nakşibend “kaddesallahü te­âlâ sirreh” hazretleri için, kibrlidir dedi. Bunu işitince, (Benim kibrliliğim, Onun “celle celâlüh” büyüklüğündendir) buyurdu. Bu yolun yolcularını aşa­ğı ve gerici sanmamalıdır. Hadîs-i şerîfde, (Saçı sakalı karışmış çok kimse­ler vardır ki, hangi kapıya gitseler kovulurlar. Allaha yemîn etseler, istedik­leri şeyi ihsân eder) buyurdu. Fârisî beyt tercemesi:

Az söyledim, dikkat etdim kalbini kırmamağa, Bilirim üzülürsün, yoksa sözüm çokdur sana.

Size bağlı olanların, sizi sevenlerin, herşeyin doğrusunu düşünmeleri ve size doğru söylemeleri lâzımdır. Her toplantıda sizin iyiliğinizi ve başarı­nızı özlemeleri, kendi çıkarlarını düşünmemeleri gerekir. Böyle yapılmaz­sa hıyânet olur. Yalnız size birkaç fâide sağlamak için, bu sefere başlamış­dık. Fekat sevenleriniz ve hizmetcileriniz kavuşmamıza sed çekdiler. Ku­sûru bizden bilmeyiniz. Bu sözler, her ne kadar acı görünüyor ise de, sağ ol, yaşa diyenleriniz çokdur. Onlar size yetişir. Fakîrlerle görüşmek, ken­di ayblarını, kusûrlarını anlamak içindir ve gizli kötülüklerini meydâna çı­karmak içindir. Şunu da bildirelim ki, bu sözlerimiz sizi incitmek için de­ğildir. Size iyilik yapmak içindir. Kalbinizi yakmak, nasîhat yapmak için ol­duğunu iyi biliniz! Hâce Muhammed Sıddîk, bir gün önce gelmiş olsaydı, elbette yanınıza gelirdim. Fekat Serhend yakınlarında kendisiyle karşılaş­dık. Özrümüzü kabûl buyurunuz. Hayr yalnız Allahü teâlânın yapdığında­dır.