089 53-Mektub

53
ELLİÜÇÜNCÜ MEKTÛB

Bu mektûb, yine seyyid şeyh Ferîde yazılmışdır. Âlimlerin birbirleri ile birleşmemesinin, ortalığı karışdıracağını bildirmekdedir:

Allahü teâlâ, sizi, mubârek babalarınızın yolundan ayırmasın! İşitiyoruz ki, temiz kalbiniz, müslimânlığa elverişli olduğu için, dînini seven âlimler­den dördünü seçerek yanınızda bulunmalarını ve islâmiyyetin emrlerini bildirmelerini, böylece islâmiyyete uymayan bir şeyin yapılmamasını arzû buyurmuşsunuz. Bu habere şükrler olsun! Müslimânlara bundan dahâ bü­yük ne müjde olur? Kalbleri yanık olanlara, bundan dahâ tatlı, ne haber olur? Fakîr [ya’nî İmâm-ı Rabbânî “kuddise sirruh”], bu hayrlı işin yapdı­rılması için, yanınıza gelmek istemiş ve geleceğimi, birkaç kerre yazmışdım. Bunun için, şimdi de, birşeyler yazmakdan kendimi tutamıyorum. Lutfen ku­sûra bakmayınız! (Maksad sâhibi olan, deli gibidir) demişlerdir. Size arz et­mek istediğim en mühim şey şudur ki, din adamları içinde, mevkı’, ma’âş ar­zûsunda olmıyan, yalnız islâmiyyetin yayılması ve yalnız islâmiyyetin kuv­vetlenmesi için uğraşan, hemen hemen yok gibi olmuşdur. Mevkı’ almak, san­dalye kapmak arzûsu araya karışınca, din adamlarından herbiri, ayrı yol tu­tup, kendi üstünlüğünü göstermek ister. Birbirinin sözlerini beğenmez olurlar. Bu sûretle gözünüze girmeğe çalışırlar. Ma’alesef din işi ikinci de­recede kalır. Geçen senelerde müslimânların başına çöken her belâ din adamı geçinen kimseler tarafından geldi. [Göze girmek için, uydurma Kur’ân tercemeleri, yanlış fetvâlar, Ehl-i sünnet âlimlerinin sözlerine uymı­yan din kitâbları yazdılar. Din düşmanları da, din adamı şekline girip, iste­dikleri gibi yazdı. İslâmiyyeti, akla, fenne ve ilerlemeğe uymuyormuş gibi gösterdiler.] Müslimânlar, şimdi de, böyle belâdan korkmakdayız. Dînin iler­lemesi nerede? Yine yıkılmasından endişe duyuyoruz. Allahü teâlâ müsli­mânları bu sahte din adamlarının şerrinden korusun! Dînini seven bir âlim bulup, seçmeniz yetişir ve büyük bir ni’met olur. Çünki, âhıreti düşünen âli­min sözleri, yazıları, aklı, vicdânı olan herkesi yola getirir. Kalblere te’sîr e-der. Fekat, şimdi böyle bir âlim nerede? Bunu bulamazsanız, diğerleri için­den, zararı en az olanı bulmağa çalışınız. (Bir şeyin hepsi ele geçmezse, hep­sini de elden kaçırmamalıdır), sözü meşhûrdur. Ne yazacağımı şaşırıyo­rum. İnsanların se’âdeti, âlimlerin elinde olduğu gibi, insanları felâkete, Ce­henneme sürükliyenler de, din adamı şeklinde görünen, din düşmanlarıdır. Din adamlarının iyisi, insanların en iyisidir. Dîni dünyâ isteklerine âlet eden, herkesin îmânını bozan din adamı da, dünyânın en kötüsüdür. İnsan­ların se’âdeti ve felâketi, doğru yola gelmesi ve yoldan çıkmaları din adam­larının elindedir. Büyüklerden biri, şeytânı boş oturuyor görüp, sebebini sor­muş. Şeytân demiş ki: (Bu zemânın din adamları, bizim işimizi görüyor. İn­sanları yoldan çıkarmak için, bize iş bırakmıyorlar). Fârisî beyt tercemesi:

Din adamı görünüp, dünyâ toplıyan kimse, kendi sapıtmış yolu, gayra nasıl göstere?

Bunun için, çok düşünerek hareket ediniz! Fırsat elden çıkınca, bir da­hâ gelmez. Size fikr vermeğe utanmam lâzım idi. Fekat, bu mektûbumu, kı­yâmetde kurtulmağa sened bilerek yazdım. Vesselâm.