186 148-Mektub

148
YÜZKIRKSEKİZİNCİ MEKTÛB

Bu mektûb, molla Sâdık-ı Kâbilîye yazılmışdır. Kendini kavuşmuş sanan, bir şey elde edemez. Büyüklerin rûhlarından fâidelenmeğe aldanmamalı­dır. Onlar, kendi üstâdının latîfeleridir:

İki mektûbunuz arka arkaya geldi. Birinci mektûb, kavuşduğunuzu, doyduğunuzu bildiriyordu. İkincisi, susuzluğunuzu, boşluğunuzu anlatıyor­du. Allahü teâlâya hamd olsun! Çünki her işin sonuna bakılır. Kendini doy­muş sanan, birşeye kavuşmamışdır. Kendini boş, uzak sanan, kavuşmuş de­mekdir. Size arka arkaya bildirmişdim ki, büyüklerin rûhlarının zâhir ol­masına, onların yardım etmelerine, sakın aldanmamalıdır. O büyüklerin sû­retleri, kendi üstâdınızın latîfeleridir. O şekllerde görünmekdedir. Tek bir yere bağlanmak şartdır. Çeşidli yerlere bağlanan, birşey kazanmaz, zarar eder. Size çok söylemişdim ki, sona çabuk kavuşmak için, işe, vazî­feye sıkı sarılmalıdır. Lâzım olan şeyleri bırakarak, lüzûmsuz şeylerle uğ­raşmak, akla uygun değildir. Fekat siz, kendi görüşünüze uyuyorsunuz. Söz dinlemiyorsunuz. Siz bilirsiniz! Habercinin vazîfesi ancak bildirmekdir.

Allaha tevekkül edenin yâveri Hakdır. Nâ-şâd gönül, birgün olur, şâd olacakdır.