168 120-Mektub

120

YÜZYİRMİNCİ MEKTÛB

Bu mektûb, yine mîr Muhammed Nu’mâna yazılmışdır. Cem’ıyyet sâhib­lerinin sohbetinde bulunmak lâzım olduğu bildirilmekdedir:

Mîr hazretleri unutmuş olacaklar ki, bir selâm ve bir haber ile hâtırlamı­yorlar. Dünyâ hayâtı pek kısadır. Bunu en lüzûmlu şeyde kullanmak gere­kir. Bu en lüzûmlu şey de, kalbini toparlamış olanların yanında bulunmak­dır. Hiçbirşey sohbet gibi fâideli değildir. Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” Eshâbı, sohbet ile, başkalarından dahâ üstün oldular. Peygamber­lerden “aleyhimüsselâm” başka herkesden, hattâ Veysel Karânîden ve Ömer Mervânîden dahâ üstün oldular. Hâlbuki Veysel Karânî ile Ömer bin Abdül’azîz bin Mervân son dereceye yükselmişler ve sohbetden başka ke­mâlâtın hepsine varmışlardı. Bunun için, Hazret-i Mu’âviyenin yanılması, Resûlullahın sohbeti bereketi ile, o ikisinin doğru işlerinden dahâ hayrlı ol­du. Bunun gibi, Amr ibni Âsın yanlış bir işi, o ikisinin şü’ûrlu işinden dahâ üstün oldu. Çünki bu büyükler, Resûlullahı görmekle ve melekle birlikde bulunmakla ve vahyi ve mu’cizeleri görmekle, îmânları görerek inanmak ol­du. Bu saydığımız üstünlükler, bütün başka üstünlüklerin temelidir, kayna­ğıdır. Eshâb-ı kirâmdan başkası bunlara kavuşamamışdır. Veysel Karânî, soh­betin bu üstünlüklerini bilseydi, hiçbirşey onu sohbetden alıkoyamazdı. Bu üstünlüğe kavuşmak için herşeyi bırakırdı. Allahü teâlâ dilediğine rah­metini saçar. Onun ihsânı boldur. Fârisî beyt tercemesi:

İskender, âb-ı hayâta kavuşamadı, Ni’mete kavuşmak zorla, zerle olmadı.

Yâ Rabbî! Bu dünyâda bizi O büyüklerin zemânında yaratmadın ise de, âhıretde mahşer meydânında bizi onların arasında bulundur! Peygamber­lerin efendisi hurmetine “aleyhi ve aleyhimüssalâtü vettehıyyâtü vetteslî­mât” bu düâmızı kabûl buyur!