255 212-Mektub

212
İKİYÜZONİKİNCİ MEKTÛB

Bu mektûb, mevlânâ Muhammed Sıddîk-i Bedahşîye yazılmışdır. Süâl­lerine cevâbdır:

Arka arkaya iki kıymetli mektûbunuz geldi. Bizleri çok sevindirdi. Al­lahü teâlâ, sonsuz ilerlemeler ihsân eylesin. Peygamberlerin efendisi “aley­hi ve aleyhim ve alâ âlihissalevâtü vetteslîmâtü etemmühâ ve ekmelühâ” hurmetine bu düâmı kabûl buyursun!

Süâl: Tesarrufu kuvvetli olan bir rehber “rahmetullahi aleyh”, yaradı­lışı elverişli olan bir mürîdi, kendi tesarrufu ile, onun yaradılışında bulu­nan mertebenin dahâ üstüne çıkarabilir mi?

Cevâb: Evet çıkarabilir. Fekat, onun yaradılışına uygun mertebelere çı­karabilir. Ona uygun olmıyan mertebelere çıkaramaz. Meselâ, yaradılışı, Mûsâ aleyhisselâmın vilâyetinde olan bir mürîdin yaradılışında bu vilâyet yolunun yarısına kadar yükselebilecek kuvvet varsa, tesarruf sâhibi olan bir rehber, kendi tesarrufu ile, bu mürîdi, bu yolun sonuna kadar ulaşdırabi­lir. Fekat, onu Vilâyet-i Mûsevîden, Vilâyet-i Muhammedîye geçirerek bu yolda ilerletmesi işitilmemişdir.

Süâl: İnsandaki beş latîfenin en latîfi olan ahfâ latîfesi, hangi mertebe­de nefs-i emmâre gibi olur? Alçaklıkda, aşağılıkda ona benzer?

Cevâb: Kardeşim! Ahfâ, latîfelerin en latîfi ise de, bir mahlûkdur. Son­radan yaratılmışdır. Sâlik, mahlûklar dâiresinden dışarı çıkınca, vücûb mertebelerinde ilerleyince, o mertebelerdeki zıllerin de asllarına varınca, sıfatların ve şânların sınırlarını aşınca, mümkin ve mahlûk olan herşeyi, aşa­ğı, kıymetsiz görür. Mahlûkların aşağısını da, latîfini de aşağılıkda berâber görür. Nefs ile ahfâyı birleşmiş sanır.

Süâl: Sizden işitmişdim veyâ sizden işiten birisinden duymuşdum ki, ibâ­det ederken, Allahü teâlânın hâzır olduğunu bilerek ibâdet etmek, Allahü teâlâya kusûr olur. Köle gibi ibâdet etmelidir. Ya’nî, Allahü teâlâyı hâzır bilerek ibâdet etmek, edebe uygun değildir buyurmuşdunuz. Bunun açık­lanmasını istiyorsunuz.

Cevâb: Yavrum! Böyle birşey söylediğimi bilemiyorum. Başka bir yer­de görmüş olmalısınız.

Rü’yâda Âdem aleyhisselâmı gördüğünüzü yazıyorsunuz. Çok iyidir. Rü’yânız doğrudur. Su görmek, ilm demekdir. Eli suya sokmak, ilm edine­cek kuvvet elde etmekdir. Âdem aleyhisselâmı görmek de, bu ma’nâyı kuvvetlendirmekdedir. Çünki Âdem “aleyhisselâm”, Allahü teâlâdan öğ­rendi. Bekara sûresi, otuzbirinci [31] âyetinde meâlen, (Âdeme, ismlerin hepsini öğretdi) buyuruldu. Bu rü’yâdaki ilm, kalb ilmidir. Kalb bilgilerin­den de, Ehl-i beyte bağlı olanıdır “aleyhimürrıdvân”. Buluşduğumuz zemân dahâ anlatırım. Vesselâm.

Mal sâhibi, mülk sâhibi, Hani, bunun ilk sâhibi?