161 110-Mektub

110

YÜZONUNCU MEKTÛB

Bu mektûb, şeyh Sadreddîne yazılmışdır. İnsanın, kulluk vazîfelerini yap­mak ve Allahü teâlânın sevgisine kavuşmak için yaratıldığı bildirilmekdedir:

Hak teâlâ sizi, yüksek insanların istediği şeylerin sonuna kavuşdursun! İnsan, kulluk vazîfelerini yapmak için ve hep Hak teâlâ ile olmak için ya­ratıldı. Bunlara da, geçmişlerin ve geleceklerin efendisine “aleyhi mines­salevâti etemmühâ ve minetteslîmâti ekmelühâ” zâhiri ve bâtını tâm uydur­madıkca, kavuşulamaz. [Ya’nî harâmlardan ve mekrûhlardan sakınma­dıkca kavuşulamaz.] Allahü teâlâ, bizim ve sizin sözlerimizi ve işlerimizi ve zâhirlerimizi ve bâtınlarımızı ve ibâdetlerimizi ve i’tikâdlarımızı, o yüce Pey­gambere “sallallahü teâlâ aleyhi ve âlihi ve sellem” uygun yapmakla şeref­lendirsin! Âmîn yâ Rabbel’âlemîn. Fârisî beyt tercemesi:

Allahdan başka herneye tapınsa, hepsi hiçdir.

Yazıklar olsun ol kimseye ki, bir hiç iledir.

Hak teâlâdan başka olarak özenilen herşey, ma’bûd olur. Hak teâlâdan başkasına ibâdet etmekden kurtulmak için, Ondan başka hiçbirşeye özen­memek, hiçbirşeyin arkasına düşmemek lâzımdır. Âhıreti, Cennet ni’met­lerini istemek de, böyledir. Bunları istemek, her ne kadar sevâb ise de, mu­karreblerce günâh sayılır. Âhıretdeki şeyleri istemek böyle olunca, dünyâ işlerine düşkün olmanın neye varacağını anlamalıdır. Çünki dünyâ, Hak te­âlânın sevmediği şeylerdir [Harâmlar ve mekrûhlardır]. Dünyâdaki şeyle­ri yaratdığından beri onlara hiç kıymet vermemişdir. Allahü teâlânın sev­mediği şeyleri sevmek, günâhların başıdır. Bunlara düşkün olanlar, arka­larında koşanlar merhametden uzak olur. Hadîs-i şerîfde, (Dünyâ mel’ûn­dur ve dünyâda olan şeylerden Allah için yapılmıyanlar mel’ûndur) buyu­ruldu. Allahü teâlâ, hepimizi dünyânın ve dünyâda olanların şerrinden, za­rarlarından korusun. Sevgili Peygamberi ve geçmişlerin, geleceklerin efen­disi Muhammed aleyhisselâmın hurmetine düâmızı kabûl buyursun! Ves­selâm, vel-ikrâm.