176 132-Mektub

 132

YÜZOTUZİKİNCİ MEKTÛB

Bu mektûb, molla Muhammed Sıddîk-ı Bedahşîye yazılmışdır. Dünyâ­ya düşkün olanlarla arkadaşlık etmemeli. Dünyânın ne olduğunu iyi bilen­lerin sohbetine koşmak lâzım geldiği bildirilmekdedir:

Kardeşim! Görünüşe bakılırsa, fakîrlerin sohbetinden sıkıldığınız, zen­ginlerle arkadaşlık kurduğunuz anlaşılıyor. Çok fenâ yapıyorsunuz. Bu­gün gözünüz kapalı ise de, yarın açılacakdır. Fekat o zemân, pişmânlıkdan başka ele birşey geçmiyecekdir. Haberleşmeliyiz. Ey şaşkın! Senin şu hâlin iki şey olabilir: Zenginlerin arasında iken gönlünü Allahü teâlâ ile yapabi­lirsin veyâ yapamazsın. Eğer yapabilirsen fenâdır. Eğer yapamazsan dahâ fenâdır. Eğer yaparsan fenâ olur dedik. Çünki istidrâcdır. İstidrâc iyi görü­nür. Fekat felâkete götürür. Böyle olmakdan Allahü teâlâya sığınırız. On­ların arasında gönlünü Allahü teâlâya veremezsen, dahâ fenâ olur dedik. Çünki, Hac sûresinin, (Dünyâda ve âhıretde ziyân etdiler) meâlindeki on­birinci âyetinde bildirilenlerden olursun. Fakîr çöpçüler, koltukda oturan zenginlerden çok iyidir. Bu söze belki inanırsın. Belki de inanmaz, şaşarsın. Fekat, bir gün gelecek inanacaksın. Lâkin, o inanışın fâidesi olmıyacak. Yağ­lı, tatlı yemeklere ve süslü, modaya uygun elbiseye düşkünlük, seni bu be­lâya da sürükledi. Fırsat elden dahâ gitmemişdir. İşin doğrusunu düşününüz!

Allahü teâlânın rızâsına, sevgisine engel olanları düşman biliniz! Onlardan kaçınız! Çok sakınınız! Tegâbün sûresinin, (Çok doğrudur ki, zevceleriniz­den ve çocuklarınızdan size düşmân olanlar vardır. Onlardan sakınınız!) me­âlindeki ondördüncü âyetini okuyarak gaflet uykusundan uyanmalıdır. Birlikde geçirdiğimiz günlerin haklarını göz önünde tutarak, size bir nasî­hat yapıldı. İster dinleyiniz, ister dinlemeyiniz. Önceden de, sizin yersiz dav­ranışlarınızı görerek bu yolda bulunamıyacağınızı anlamışdım. Korkdu­ğum başımıza geldi. (İnnâ lillah ve innâ ileyhi râci’ûn). Doğru yolda giden­lere ve Muhammed Mustafânın izinde bulunanlara selâm olsun “aleyhi ve alâ âlihissalevâtü vetteslîmâtü vettehıyyâtü etemmühâ ve ekmelühâ”! Ya­radılışdaki iyiliği ve uygunluğu görerek, sizden başka şeyler umuyordum. Kıymetli cevherinizi çöplüğe atdınız. (İnnâ lillah ve innâ ileyhi râci’ûn).