318 255-Mektub

255
İKİYÜZELLİBEŞİNCİ MEKTÛB

Bu mektûb, molla Muhammed Tâhir-i Lâhorîye yazılmışdır. Sünnet-i se­niyyeyi her yere yaymağı ve bid’atleri yok etmek lâzım olduğunu bildirmek­dedir:

Allahü teâlâya hamd olsun ve Onun seçdiği sevdiği iyi insanlara selâm olsun! Hâfız Behâeddîn ile göndermiş olduğunuz kıymetli mektûb geldi. Bizleri çok sevindirdi. Ne büyük ni’metdir ki, yanınızda olanlar ve sevdik­leriniz, bütün gücleri ile, Resûlullahın sünnetlerinden bir sünneti diriltme­ğe çalışmakdadırlar ve bütün varlıkları ile, kötü ve beğenilmeyen bid’at­lerden bir bid’ati yok etmeğe uğraşmakdadırlar. Sünnet ile bid’at, birbir­lerinin zıddıdır, tersidir. Birinin bulunduğu yerde, ikincisi bulunamaz, gi­der. Birini diriltmek, ötekini yok etmekdir. Sünneti diriltmek, bid’ati yok eder. Bid’ati diriltmek de, sünneti yok eder. İster hasene, ya’nî güzel desin­ler, ister seyyie, çirkin desinler, her bid’at, sünneti yok eder. Belki, bir ba­kımdan güzel denilmiş olabilir. Hiçbir bid’atin kendisi güzel olamaz. Çün­ki Allahü teâlâ, sünnetlerin hepsini beğenir. Sünnetlerin zıddı ise, şeytânın beğendiği şeylerdir. Bugün, bid’atler, her yere yayılmış olduğundan, bu sö­zümüz çok kimseye ağır gelir. Fekat, âhıretde, hangimizin doğru olduğu­nu anlıyacaklardır. İşitdiğimize göre, hazret-i Mehdî, hükûmet sürdüğü ze­mân, dîni yayarken ve sünneti diriltirken, bid’at işlemeğe alışmış olan Medînedeki âlim, bid’ati güzel sandığı ve ibâdet olarak yapdığı için, haz­ret-i Mehdînin emrlerine şaşarak, (Bu adam, bizim dînimizi yok etdi ve mil­letimizi öldürdü) diyecekdir. Hazret-i Mehdî “rahmetullahi aleyh” bu âli­mi öldürecekdir. Onun güzel sandığı bid’atin, kötü olduğunu bildirecekdir. Bu, Allahü teâlânın ni’metidir. Dilediğine verir. Onun ihsânı çokdur. Size ve yanınızda olanlara selâm ederim. Çok unutkan oldum. Mektûbunuzu ki­me verdiğimi hâtırlıyamıyorum. Süâllerinize cevâb veremediğim için afvı­nızı dilerim. Meyân şeyh Ahmed-i Garmelî, sevdiklerimizdendir. Size ya­kındır. Kendisine teveccüh buyurunuz!