401

Allahü teâlânın bunlardan râzı olması değişmez. Eshâb-ı kirâmdan biri veyâ birkaçı, Resûlullah öldükden sonra mürted oldu veyâ fâsık oldu diyen kimse, bu sözü, bir şübheli nassı yanlış te’vîl ederek söyliyorsa, (Bid’at ehli) sapık olur. Nassdan ve te’vîlden haberi olmıyan bir câhil olarak söyliyorsa kâfir olur. Münâfıklar, Eshâbdan değildirler. Münâfıklardan birkaçının, îmânsızlıklarını sonradan açıklamaları, Eshâb-ı kirâmın “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în” sonradan mürted olması demek değildir.

Abdül’azîz Dehlevî, (Tuhfe-i isnâ aşeriyye) kitâbında, şî’îlerin altmışsekizinci sözlerini anlatırken diyor ki, (Eshâb-ı kirâm arasında münâfıklar vardı. Bunlar önceleri belli değildi. Fekat, Peygamber efendimizin son senelerinde, mü’minler münâfıklardan ayrıldı. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” vefât etdikden az sonra, bu münâfıklardan kimse hayâtda kalmadı. Âl-i İmrân sûresinin yüzyetmişdokuzuncu âyetinde meâlen, (Ey münâfıklar! Allahü teâlâ, sizi kendi hâlinize bırakmaz. Hâlis mü’minleri münâfıklardan ayırır)buyuruldu. Hadîs-i şerîfde de, (Medîne şehri, münâfıkları mü’minlerden ayırır. Demirci ocağı, demiri pasından ayırdığı gibi ayırır) buyuruldu. Resûlullah efendimizin ölünceye kadar övdüğü dört halîfenin ve hazret-i Mu’âviyenin “radıyallahü anhüm” sonradan kâfir olmadıklarını, bu âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîf açıkça bildirmekdedir).

Müslimânlar, câmi’lerde değil, hiçbir yerde Resûlullahın Ehl-i beytine “radıyallahü anhüm” küfr etmez ve etmemişdir. Müslimânlar bilirler ki, Ehl-i beyti sevmek, Onları övmek, son nefesde îmân ile gitmeğe sebeb olur. Birkaç münâfıkın yapdığı kötü hareketi, bütün müslimânlara yaymak, böylece müslimânlar arasında fitne çıkarmak, islâm düşmanlığıdır. Bu hâinler, müslimânları Ehl-i beyt düşmanı diye kötülüyorlar. Ehl-i beyt yolundaki Ehl-i beyt âşıklarına, Ehl-i beyt düşmanı demek, ard fikrli, kötü niyyetli münâfıkların, müslimânları parçalamak için girişdikleri korkunç bir saldırıdır.

Müslimânlar, Resûlullahın Ehl-i beytini “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în” herkesden çok severler ve Ehl-i beyti sevenleri de severler. Ehl-i beyti sevenlere, Ehl-i beytin yolunda giden doğru müslimânlara (Ehl-i sünnet) denir.

(Tuhfe) kitâbında yine buyuruyor ki, (Hurûfîlerin yirmidördüncü sözleri, Ehl-i sünnet, Ehl-i beyte düşmandır, demeleridir. Bu sözlerine herkesi inandırmak için, acıklı hikâyeler de söyleniyor. Çirkin hikâyelerin hepsi yalan ve iftirâdır. Ehl-i sünnet âlimleri sözbirliği ile bildiriyorlar ki, Ehl-i beytin hepsini sevmek, kadın erkek her müslimâna farz ve lâzımdır. Onları sevmek îmânın şartıdır.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.