849 [m. 1445] da Mısrda tevellüd, 911 [m. 1505] de orada vefât etdi. Her biri çok kıymetli olan, beşyüzden fazla kitâb yazdı. Çoğu Mısrda ve Avrupada ve İstanbulda basıldı. Dahâ yirmiiki yaşında iken, Celâleddîn Muhammed bin Ahmed Mehallînin İsrâ sûresine kadar yapdığı ve [864] de vefât edince, yarıda bırakdığı tefsîri temâmladı. Bunun için (Celâleyn tefsîri) denildi. Ahmed Sâvînin bu tefsîre hâşiyesi meşhûrdur. Almanca (Meyer Lexikon) adındaki kitâbda, (Yorulmadan, yılmadan yazan Süyûtînin üçyüzden fazla eseri vardır) diyor. Yetîm olarak büyüdü. Sekiz yaşında hâfız oldu. Tefsîr, hadîs, fıkh, nahv, me’ânî, beyân, bedî’ ve lügat ilmlerinde mütehassıs oldu. Şâma, Hicâza, Yemene, Hindistâna, Fasa gitdi. 45, 63, 120, 390, 391, 418, 421, 442, 445, 450, 458, 463, 465, 467, 469, 504, 693, 741, 876, 1007, 1016, 1134, 1156.
859 — ŞA’BÂN-I VELÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Kastamonilidir. Hayreddîn-i Tokâdî 941 [m. 1535] de vefât edince, halîfesi olmuşdur. Hayreddîn efendi de, Çelebî halîfe Muhammed Cemâleddîn efendinin halîfesidir. Çelebî halîfe, 899 [m. 1493] de, hacca giderken Şâmda vefât etmişdir. 1125, 1156.
860 — ŞA’BÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Amr Âmir, Tâbi’înin büyüklerindendir. Kûfenin en büyük âlimi idi. İmâm-ı a’zamın hocalarındandır. Yirminci [20] senede Basrada tevellüd, 104 [m. 723] senesinde Kûfede vefât etdi. (El-Kifâye) kitâbı meşhûrdur. 504, 761.
861 — ŞÂFİ’Î “rahmetullahi teâlâ aleyh”: İmâm-ı Ebû Abdüllah Muhammed bin İdrîsin dedesinin dedesi Şâfi’, Kureyş kabîlesinden ve Eshâb-ı kirâmdan olduğu için, Şâfi’î adı ile meşhûr olmuşdur. Şâfi’in dedesinin dedesi de Hâşim bin Abd-i Menâfdır. Büyük müctehid ve mezheb reîsidir. 150 [m. 767] senesinde Gazzede tevellüd, 204 [m. 820] de Mısrda vefât etdi. Kurâfe kabristânındadır. İki yaşında Medîneye götürüldü. İmâm-ı Mâlikden okudu. Yedi yaşında hâfız oldu. Hadîs, fıkh, lügat ve edebiyyâtda çok yükseldi. Vera’, takvâ ve salâhda eşi yok idi. İmâm-ı Ahmedin hocasıdır. [195] de Bağdâda, [197] de Mekkeye, [199] da Mısra geldi. Üsûl-i fıkh ilmini ilk yazandır. Hadîsde (Sünen) ve (Müsned)i, fıkhda (Kitâb-ül-ümm)ü çok kıymetlidir. 49, 50, 59, 60, 120, 223, 251, 288, 340, 341, 352, 408, 414, 415, 439, 443, 453, 455, 491, 512, 516, 567, 581, 582, 586, 587, 590, 621, 738, 739, 770, 881, 882, 1009, 1045, 1070, 1077.
862 — ŞÂH İSMÂ’ÎL: Şeyh Safiyyeddînin torunlarından olduğu için, Safevî denir. Îrânda, Tebrîzde 908 [m. 1502] de Safevî şî’î hükûmetini kurdu. İmâm-ı Mûsâ Kâzım “rahmetullahi aleyh” soyundan olduğunu söylerdi. Fekat, Hüseyn Şirvânînin, (Ahkâm-üd-dîniyye) kitâbında, bu sözü tekzîb ve red etdiği (Kâmûs-ül-a’lâm)da yazılıdır. Hatay denilen türk kabîlesindendir. Babası şeyh Haydar, Îrânın Erdebîl şehrinde yerleşen Hatay kabîlesinden şeyh Cüneydin oğlu olup, kızıl başlık giyerdi. 1355 [m. 1937] yılında Îrânın edebiyyât târîhini yazan ingiliz Eduard Braun (Yavûz sultân Selîm mektûblarında, kendisini efsânevî Îrân şâhlarına, şâh İsmâ’îli ise, türk Efrâsyâba benzetiyordu. Şâh İsmâ’îlin ordusu, Mûsullu, Şâmlı, Rumlu gibi türk kabîlelerinden askerlerle dolu idi. Türkçe konuşuyorlardı) diyor. [Efrâsyâb, eski Tûrân hükümdârı idi. Îrân şâhlarından Ferîdûnün oğlunun torunu idi. Îrânı aldı. Çıkarıldı. Tekrâr aldı. Zâl oğlu Rüstemin kahramânlıkları ile yine çıkarıldı. Nihâyet Keyhusrev tarafından öldürüldü. (Şâhnâme)de uzun yazılıdır.] Şâh İsmâ’îlin türkce şi’rleri, el yazma dîvânı, Erdebîlde türbesindedir. [892] de tevellüd etdi. Babasından kalan Hataylı tekkesinde şeyh oldu. [905] de, mürîdleri ile Şirvâna saldırdı. Şî’îliği i’lân edince, Ehl-i sünneti öldürdü. Bunu haber alan Yavuz Selîm hân, 920 [m. 1514] senesinde, Çaldıranda şâhı ve askerlerini perîşan etdi. Kaçdılar. 930 [m. 1524] da Erdebîlin Serab kasabasında öldü. İntikâmcı, sefîh, alçak bir zındık idi. (Mir’ât-i kâinât)da diyor ki, Yıldırım Bâyezîd zemânındaki Evliyâdan Abdürrahmân-ı Erzincânî, Safiyyeddîn-i Erdebîlî hazretlerinin halîfelerinden idi. Amasyada, bir sabâh çok üzgün olup, sebebi soruldukda, (Erdebîlî oğullarının i’tikâd ve takvâları güzel idi.