Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Dünyânın sâdece bir gün ömrü kalsa, Allahü teâlâ o bir günü uzatır ve Ehl-i beytimden ismi ismime babasının ismi babamın ismine uyan birini meydâna çıkarır. Dahâ önce zulm ile dolu olduğu gibi, O dünyâyı adâlet ile doldurur.) [(Se’âdet-i Ebediyye) kitâbının 62.ci sahîfesine bakınız!]
Yine (Câmi’ul-üsûl) kitâbında şöyle bildirilmişdir: Ebû İshak “radıyallahü anh” şöyle rivâyet etdi: Hazret-i Alî “radıyallahü anh” hazret-i Hasene “radıyallahü anh” bakarak: “Bu benim oğlum seyyiddir. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” şöyle buyurmuşdur. Yakında bunun neslinden bir kişi gelecekdir. İsmi Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” ismi gibi olacakdır. Bedeni ve sûreti de benzeyecekdir. Ancak, ahlâkı aynı derecede olmayacakdır”, buyurdu. Sonra yeryüzünü adâletle doldurur, kıssasını zikr etdi. Bunu Ebû Dâvüd “rahmetullahi aleyh” bildirdi. Fekat kıssayı bildirmedi.
(Fütûhât-ül-Mekkiyye) kitâbının sâhibi Muhyiddîn-i Arabî “rahmetullahi aleyh” Mehdîden “aleyhirrahme” bahs ederken şöyle bildirmişdir: Mehdînin “aleyhirrahme” yanında ricâlullahdan kâmil ve çok ilm sâhibi üçyüz altmış kişi bulunacakdır “eyyedekellahu ve iyyânâ”. Allahü teâlâ yeryüzünde bir halîfe yaratır. Yeryüzü zulmle dolmuş iken, o yer yüzünü adâletle doldurur. Şâyet dünyânın bir gün ömrü kalsa bile, Resûlullahın nesebinden olan o zât ortaya çıkıncaya kadar Allahü teâlâ o günü uzatır. O zât hazret-i Fâtıma “radıyallahü anhâ” evlâdındandır. İsmi Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” ismine, künyesi de künyesine uyar. Onun ceddi Hasen bin Alîdir “radıyallahü anhümâ”. Kâ’bede Hacer-ül Esved rüknü ile makâm-ı İbrâhîm arasında Ona bî’at edilir. Yaratılışı, bedeni, Resûlullaha “sallallahü aleyhi ve sellem” benzer. Ancak ahlâkı aynı derecede olmaz. Hiç kimse huluk, huy bakımından Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” derecesine ulaşamaz. Çünki, Allahü teâlâ [Kalem sûresi 4.cü âyetinde meâlen] (Şübhesiz ki sen huluk-ı azîm üzeresin)buyurdu.