593

Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri, uykudan uyanıp, rengimi değişmiş gördükde, süâl buyururlar. Ben de olup-bitenleri huzûrlarına arz ederim. Dönüp o ejderhâya hitâb edip, azarladıklarında, ejderhâ fasîh lisân ile cevâb verir ki, yâ Nebiyyallah! Ben geldim ki, mubârek cemâlini göreyim. Huzûr-u şerîfinde îmân getirmekle maksadıma ereyim. Sıddîk mâni’ olup, koymadı. Zor durumda kalıp, bir hatâ etdim. Kereminizden afv buyurun. Hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîkın da bütün a’zâsını mubârek eliniz ile sığayınız, zehr gayb olur; diyecekdir. Ben o Sıddîkım ki, ejderhâları sıdkımla zebûn ederim. Yâ Mûsâ! Senin asân ejderhâ oldu. Onun heybetinden korkup, geri döndün. Bunu dedi. Zuhûr edip, o kuş gitdi.

Sonra ağaç başına bir kuş dahâ geldi. Mûsâ aleyhisselâm hazretlerine selâm verip, dedi ki, yâ Mûsâ! Sen Muhammed Mustafâ “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri ile yarışamazsın. Çünki, Muhammed Mustafânın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” dîninde, her birgün ve gecede beş vaktde ezânlar okunup, yeri ve gökü onun heybeti kaplar. Dîn-i Muhammedî âşikâre olur. Sâir dinlerden ne varsa yürürlükden kalkar. Hazret-i Mûsâ aleyhisselâm o kuşa süâl buyurdu ki, ey kuş. Bütün sözlerin latîf ve mevzûn ve zarîf. Kimsin, söyle seni bileyim. O kuş dedi ki, ben Ömer-ül Fârûkun rûhuyum. Muhammed Mustafâ “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerinin âşıkıyım ve hayrânıyım. Emvâlime [malıma] ve evlâdıma meylim yokdur. Mekke-i mükerremede kamçımı yere sapladığım zemân, rûm kayserini tahtı üzerinden yıkarım. Bunu söyledi ve uçup gitdi. Yerine bir başka kuş geldi. O da Mûsâ aleyhisselâm hazretlerine selâm verip, ağzını açıp, hoş sözler söyledi. Dedi: Yâ Mûsâ bin İmrân! Hiç kimse Muhammed Mustafâ “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerinden bahtlı gelmedi. O Muhammed bütün âlemin şâhıdır. Bütün insanların matlûbu ve âlemlere rahmetdir. Yine Mûsâ aleyhisselâm sordu ki, Allahü teâlâ hakkı için söyle, sen kimsin. Onları bildim. Seni de bileyim. O kuş dedi, yâ Mûsâ! Ben Osmân-ı Zinnûreynin rûhuyum. Muhammed Mustafâ hazretlerinin üçüncü yâriyim. Ben, Kur’ân-ı azîm-üş-şânı toplarım. O Habîb bir kızını bana verir. O vefât eder, yine bir kızını verir. O kızı da vefât edince, buyurur ki, eğer bir üçüncü kızım olsa idi, onu da sana verirdim. Ve benim dünyâlığıma aslâ iltifât etmez.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.