593

Hazret-i Alî “kerremallahü vecheh” ve diğer Sahâbe-i güzîn “rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma’în” hazret-i Osmân “radıyallahü teâlâ anh” ile bî’at edip, fitne ve kavgayı ref’ etdiler. Ebûl Mû’în Nesefînin (Temhîd) kitâbından alınmışdır.

Ondokuzuncu Menâkıb: Kur’ân-ı azîmüşşânın toplanması, hazret-i Osmân “radıyallahü teâlâ anh” tarafından yapıldığı halk arasında meşhûr olduğu ma’lûmdur. Hazret-i Azîzin “kuddise sirruh”(Güzîde) adlı risâlelerinde yazılı açıklamasından anlaşılan odur ki, Kur’ân-ı kerîmi, Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü teâlâ anh”, hazret-i Ömer ve diğer Sahâbe-i güzînin “rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma’în” ittifâkları ile toplamışdır. Hazret-i Osmânın “radıyallahü teâlâ anh” hilâfetleri zemânında, Irâk ve Şâm feth olduğu zemân, halk arasında hiçbir kâmil ve temâm mushaf yok idi. Kur’ân-ı azîmüşşânın kırâ’etinde ihtilâflar vâki’ oldu. Halkın birbirini tekfîr edip, inkâr etmeğe başlamalarından endîşe edildi. Huzeyfe bin el-Yemânî “radıyallahü teâlâ anh” Irâkı feth edip, Şâm tarafına gazâya gitdi. Halkın bu ihtilâflarını görüp, dedi ki: Yâ Emîr-el mü’minîn! Kitâbullahda yehûdîler ve nasrânîler gibi, ihtilâf etmezden evvel ümmet-i Muhammede meded eyle! Hazret-i Osmân “radıyallahü teâlâ anh” bunu işitince, bütün Eshâb-ı kirâmı toplayıp, Kur’ân-ı kerîmin kırâ’etinde ihtilâf olduğunu anlatıp, buyurdular ki: Hâtırıma böyle gelir ki, esâs mushaf, Ebû Bekr-i Sıddîkın “radıyallahü teâlâ anh” topladığı Kur’ân-ı kerîmdir. Ondan beş aded mushaf yazıp, herbirini bir vilâyete gönderelim. Halk ona tâbi’ olsunlar. Sahâbe-i kirâm, isâbetli olacağını söylediler. Hazret-i Alî “kerremallahü vecheh” buyurdular ki: Eğer ben de halîfe olsa idim, böyle yapardım. Hazret-i Osmân “radıyallahü teâlâ anh”, ilk mushafı, hazret-i Hafsadan “radıyallahü anhâ” getirtip, Sa’îd bin Âs hazretlerine yazması için emr eyledi. Zeyd bin Sâbit hazretlerine emr eyledi ki, kitâb hâline getirsinler. Bir rivâyetde Abdüllah bin Zübeyr ve Sa’îd bin Âs ve Abdürrahmân bin Hârise yazsınlar, diye emr eyledi. Zeyd bin Sâbit kitâb hâline getirdi. Bunlara buyurdular ki, eğer sizin bir müşkiliniz olursa, Kureyş lügatine mürâce’at ediniz. Zîrâ Kur’ân-ı azîmüşşân Kureyş lügati üzerine nâzil olmuşdur. Bunlar sûre-i Bekarada bir müşkilât ile karşılaşdılar. Biri tâbut okudu. Birisi tâbuh okudu. Hazret-i Osmâna “radıyallahü teâlâ anh” arz etdiler.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.