418

Ve bu aynada mertebe-i vehmde görünen bir sübûtun, o sûretin aslının sübûtuna hiç müzâheme ve müdâfe’ası hâsıl değildir. Ve bu sûretin sübûtu [varlığı], o sûretin aslı olan sübût-ı hâricî de, hiç tahdîd ve nihâyet ve cihet peydâ eylememişdir. “VE LİLLÂHİ MESELÜL’ A’LÂ.” [(Allahü teâlâ için [zâtının zarûrî olması, ilmi, kudreti, mahlûkların sıfatlarından münezzeh olmak gibi] en yüce sıfat(lar) vardır.) Nahl Sûresi 60. âyet-i kerîmesinin meâli.] O mukaddes mertebede, vücûd var denilmesi, hârici benzetme ve eş gösterme kâbilindendir ki, hâric için orada yer yokdur. Vücûd için o mukaddes mertebede yer yok iken, hârice nasıl yer olsun ki, hâric vücûdun bir kısmı, bir parçasıdır. 3/114

● Hak teâlâ, o azamet ve kibriyâsı ile, kulluğa kabûl buyurup, kullarını Cenâb-ı kudsîsine da’vet buyurmuşdur. 1/106 [Mektûbât Tercemesi: 156.]

● Hak sübhânehu ve teâlâ hiçbirşeye muhtâç değildir. Kullarına emrleri ve yasakları lütf ve ihsândır. 1/73 [Mektûbât Tercemesi: 111.]

● Hak teâlânın fi’l ve irâdesinden râzı olmak ve belki lezzet almak gerekdir. 3/59[Se’âdet-i Ebediyye: 425.]

● Hak teâlâ afüvvün mecîddir [Çok afv eden, çok acıyan, merhametlidir]. 3/19.

● Hak teâlânın fi’li illet ve sebebden hâlidir. [Bir sebebe bağlı değildir. Bir sebeb için değildir.] Fekat hikmet ve maslahatdan hâlî değildir. [Bir hikmeti vardır.] 3/19

● Hak teâlânın ve mâsivâsının delîli yine kendisidir. 1/247 [Mektûbât Tercemesi: 305.]

● Hak teâlâ, zât, sıfat ve ef’âlde yegânedir [benzersizdir]. 3/17 [Se’âdet-i Ebediyye: 102.]

● Hak celle ve âlâdan evvelâ açığa çıkan hazret-i vücûd olup, diğer kemâlât ona tâbi’dir. 3/122

● Hak teâlânın izni olmadıkça, hiçbirşey, hiçbirşeye zarar veremez. 3/3 [Se’âdet-i Ebediyye: 906.]

 

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.