137.ci mektûbda diyor ki, (İnsanda on latîfe vardır. Beşi âlem-i halkdan, beşi âlem-i emrden. Nefs, âlem-i halkdandır. Bunların reîsi, nefsdir. Tesavvuf, nefsi islâh içindir. Evvelâ levvâme, sonra mülheme, nihâyet mutme’inne olur).
140.cı mektûbda diyor ki, (Farzların kurbu, nâfilelerin kurbundan dahâ kâmildir. Fekat, bunun şartları vardır. Farzların kurb hâsıl etmeleri için, nâfileleri yapmak şartdır).
MÜNTEHABÂT EZ MEKTÛBÂT-I MA’SÛMİYYE
Üçüncü cild, 16.cı mektûbda diyor ki, (Kulun Rabbine en yakın olduğu hâli nemâzdadır. Hadîs-i şerîfde diyor ki, (Kulun Rabbine en yakın olduğu hâl, nemâzdaki hâldir.) ve (Nemâzda, kul ile Rabbi arasındaki perdeler kalkar.)İslâmiyyetin dışındaki bütün yollar, şeytânların yoludur).
17.ci mektûbda diyor ki, (Bu yolda mürşid olmadan ilerlemek çok zordur. Bu yolun esâsı, sohbet ve muhabbetdir. Sohbete kavuşuncaya kadar, sünnete uymalıdır. Hadîs-i şerîfde buyuruldu ki, (Unutulmuş bir sünneti meydâna çıkarana, yüz şehîd sevâbı vardır.) (Lâ ilâhe illallah)ı bin ile beşbin arasında çok okuyunuz! Kalbi temizlemekde çok fâidelidir).
19.cu mektûbda diyor ki, (Eshâb-ı kirâmın hepsi, vilâyetin en yüksek derecesinde idiler).
24.cü mektûbda diyor ki, (Şehîdler yıkanmaz. İtminân-ı nefs, îmân-ı hakîkîdir. Zevâlden mahfûzdur).
29.cu mektûbda diyor ki, (Bu büyükleri seven, bunlarla berâber olur. (Cinni ve insanları, beni tanımaları için yaratdım) buyuruldu).
33.cü mektûbda diyor ki, (Rûhları görmek, kemâl değildir. Kemâl, mâsivâyı (mahlûkları) bilmemekdir).
34.cü mektûbda diyor ki, (Hükûmet adamlarının zulmleri, amellerimizin cezâsıdır).
36.cı mektûbda diyor ki, (Uzakdan muhabbet de feyz getirir. Zarûret olmadan, insanlarla görüşmek zararlıdır).
37.ci mektûbda diyor ki, (Feyzler, muhabbet mikdârı ile gelir).