418

● Îmân-ı istidlâlî [anlıyarak îmân], îmân-ı taklîdîden dahâ iyidir. Enbiyâyı taklîd ile olan îmân, îmân-ı istidlâlîdir. Zîrâ Enbiyânın sadâkatını delîl ile bilir. Âbâ ve ecdâd [baba ve dede] îmânını taklîd etmek, îmân-ı taklîdîdir ki, mu’teber değildir. 1/272 [Mektûbât Tercemesi: 387.]

● Îmân, bâtıl ilâhları kaldırıp, her ne var ise, bunların hepsini (Lâ) ile yok edip, Hak celle sultânühuyu ma’bûd olarak isbât eylemekdir. 2/8 [Se’âdet-i Ebediyye: 753.]

● Îmân-ı hakîkînin hâsıl olmasına alâmet, ahkâm-ı islâmiyyeyi yapmakda kolaylığın hâsıl olmasıdır. 1/191. [Mektûbât Tercemesi: 227.]

● Îmân kemâl buldukça, latîfelerin bedene te’alluku azalır. Ve bu münâsebetsizliğin artması nisbetinde, beden zulmete yakın ve onda vesveseler ve hâtıra gelen şeyler ve tereddüd artar. Başlangıçda ve ortada olanlarda durum böyle değildir. Bunların hâtırlarına gelen öldürücü zehrdir [felâketdir]. 1/182 [Mektûbât Tercemesi: 221.]

● Îmân-ı hakîkî, ma’rifete bağlıdır ki, ma’rûfda fânî olmakdan ibâretdir. Ma’rifetden evvel îmân, sûrî; ya’nî mecâzîdir. 3/91

– B –

● Baba Âbrîzin Âdem aleyhisselâmın çamuruna su dökmesi rûhu iledir. 2/28 [Se’âdet-i Ebediyye: 745.]

● Bâtılın hiçbir sûretle doğruluğu yokdur. 2/42 [Se’âdet-i Ebediyye: 933.]

● Bâtın için hâllerin hâsıl olması vardır. O ahvâlin ilmi yokdur. [Hâsıl olmakla anlaşılır.] Eğer zâhir olmasaydı, bilmek ve ayırmak yolu açılmazdı. 1/284 [Mektûbât Tercemesi: 414.]

● Bâtının tasfiyesine münâfi olan [temizlenmesine mâni’ olan] herşeyi düşman kabûl etmek gerekir. 1/182 [Mektûbât Tercemesi: 221.]

 

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.