418

● Ma’rifet-i sôfiyye [sôfiyyenin tanıması] mu’teber ve hakîkî îmâna kavuşmağa sebebdir. 3/123. [Se’âdet-i Ebediyye: 919.]

● Mu’avvizeteyn tekrârı, elemin def’i için ganîmetdir. 2/32. [Se’âdet-i Ebediyye: 427.]

● Ma’kûlâtda [akla dâir şeylerde, düşüncelerde], vehmden gelecek ihtilâfdan emîn olunmaz. Rü’yetde [görmekde] ise, kalbin itmînânı mevcûddur. 3/44. [Se’âdet-i Ebediyye: 756.]

● Mukarrebler, Allahü teâlâdan gayri bir şey istemezler. Cenneti, Onun râzı olduğu yer olduğu için isterler. 1/35. [Mektûbât Tercemesi: 62.]

● Mukallidler, âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîfden kendi anladıklarına uymayıp, müctehidlerin anladıklarına uyalar. [Bunun için, tefsîr kitâblarını okumamalı, dört mezhebden birine uymalıdır. Müctehidlere uymak lâzımdır.] 1/312. [Mektûbât Tercemesi: 498.]

● Mükâşefe [keşf etmek], sıfat mertebesinde hâsıl olan hâle derler. 3/120.

● Mektûbâtın mütâle’asını lâzım bileler ki, fâidelidir. 1/237. [Mektûbât Tercemesi: 296.]

● Bir mekrûh ki, mubâh mukâbili ola, tahrîmî mekrûhdur. Yatsıyı gece yarısına te’hir etmek gibi. 1/29. [Mektûbât Tercemesi: 47.]

● Mekrûhdan kaçınmak ve bir edebe riâyet; zikr, fikr ve murâkabeden efdaldir; dahâ fâidelidir. 1/29. [Mektûbât Tercemesi: 47.]

● Melekler, aslı görenler, asla teveccüh etmiş olanlar [asla bağlanmış olanlar]dır. Onlar hakkında zıllıyyet şübhesi yokdur. 2/12.

● Melekler, Hak teâlânın kullarıdır. Hatâ ve yanılmakdan korunmuşlardır. Yemek ve içmekden uzak, kadın ve koca [erkek-dişi] olmakdan uzakdırlar. Ba’zıları risâlet ile seçilmişlerdir. 3/17 [Se’âdet-i Ebediyye: 102.]

 

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.