Bu sözleri söyliyenin veyâ kabr ziyâret edenin, yâ Resûlallah “sallallahü aleyhi ve sellem”, bana şefâ’at et diyenin müslimân oluşu, bu sözlerinin ve işlerinin câiz ve meşrû’ olan îmânla ve düşünce ile olduğunu göstermekdedir.
Yukarıdaki bilgiler iyi anlaşılır ve iyi düşünülürse, Abdülvehhâb oğlunun inançları ve yazıları temelinden yıkılmış ve çürütülmüş olur. Bununla berâber, bozuk yolda olduğunu, müslimânlara iftirâ etdiğini ve islâmiyyeti içden yıkmağa çalışdığını vesîkalarla isbât eden çok sayıda kitâb yazılmışdır. (Zebîd) müftîsi Seyyid Abdürrahmân “rahime-hullahü teâlâ” bunun bozuk yolda olduğunu göstermek için şu hadîs-i şerîf yetişir demekdedir:(Arabistânın doğu tarafından kimseler çıkar. Kur’ân-ı kerîm okurlar. Fekat, Kur’ân-ı kerîm boğazlarından aşağı inmez. Ok yaydan çıkdığı gibi dinden çıkarlar. Yüzlerini kazırlar). Yüzlerinin traşlı olması, bu hadîs-i şerîfde vehhâbîlerin haber verilmiş olduğu açıkca görülmekdedir. Bu hadîs-i şerîfi okudukdan sonra, başka bir kitâb okumağa lüzûm kalmaz. Başı, yanakları traş etmeği, Abdülvehhâb oğlunun kitâbları emr etmekdedir. Diğer sapık fırkaların hiçbirisinde böyle bir emr yokdur.
BİR KADININ ABDÜLVEHHÂB OĞLUNA VERDİĞİ
CEVÂB:
Abdülvehhâb oğlu kadınlara da başlarını traş etmelerini emr etdi. Bir kadın, bu emre karşı, (Saç, kadının kıymetli süsüdür. Sakal da erkeklerin süsüdür. İnsanları, Allahü teâlânın verdiği süsden mahrûm bırakmak olur mu?) demiş. Abdülvehhâb oğlu buna cevâb verememişdir.
Abdülvehhâb oğlunun gösterdiği yolda bozuk ve çirkin, birçok inanışlar varsa da, başlıca inanışları üçdür:
1. Amel, îmânın parçasıdır. Nemâz kılmak farz olduğuna inandığı hâlde, tenbellikle bir nemâz kılmıyanın îmânı gidermiş. Bir sene zekâtını vermiyen hasîs bir kimse, kâfir olurmuş. Böyle olan müslimânları öldürmeli, mallarını, vehhâbîlere dağıtmalı imiş.
2. Peygamberlerin “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” ve Evliyânın “rahime-hümullahü teâlâ” rûhlarını vesîle etmek ve korkduklarından kurtulup, umduklarına kavuşmak için, düâ etmelerini onlardan istemek, şirk imiş. (Delâil-i hayrât) düâ kitâbını okumak yasak imiş.