384

Çünki o, fenâda bütün ümmetden dahâ ileridedir.(Yer yüzünde, yürüyen ölü görmek istiyen, Ebû Kuhâfenin oğluna baksın!) hadîs-i şerîfi, bunu göstermekdedir. Eshâb-ı kirâmın “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în” hepsi fenâ makâmına kavuşmuşdu. Bu hadîs-i şerîfde, yalnız Ebû Bekr-i Sıddîkın “radıyallahü anh” fenâsının seçilmesi, bunun fenâ derecesinin çok yüksek olduğunu göstermekdedir. Altmışbirinci mektûbdan terceme burada temâm oldu.

İmâm-ı Muhammed Ma’sûm “rahime-hullahü teâlâ” ikinci cildin, yüzaltıncı mektûbunda buyuruyor ki: (Lâ ilâhe illallah) güzel sözünü çok söyleyiniz! Bu zikri, kalb ile birlikde yapınız. Bu mubârek söz, kalbin temizlenmesinde pek fâidelidir. Bu güzel sözün yarısı söylenince, Allahdan başka herşey yok edilmiş olur. Geri kalan yarısı söylenince de, hak olan ma’bûdün varlığı bildirilmiş olur. Tesavvuf yolunda ilerlemek de, bu ikisine kavuşmak içindir. Hadîs-i şerîfde, (Sözlerin en kıymetlisi, Lâ ilâhe illallah demekdir) buyuruldu. Çok kimse ile görüşmeyiniz. Çok ibâdet yapınız. Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” sünnetlerine sıkı sarılınız! Bid’atlerden ve bid’at sâhiblerinden ve günâh işlemekden çok sakınınız! İyi işleri, iyiler de, kötüler de yapabilir. Fekat kötülüklerden yalnız sıddîklar sakınır.

Halâldan olan çok kıymetli elbiseler giymek, tesavvuf yolcularına zarar verir mi diyorsunuz. Fenâ derecesine kavuşup, kalbinin, Allahdan başka, hiçbirşeye bağlılığı kalmıyan kimsenin elinde, üstünde olan şeyler, onun kalbinin, zikr etmesine mâni’ olmaz. Onun kalbinin, dış organları ile ilgisi kalmamışdır. Uyku bile, kalbinin zikretmesine mâni’ değildir. Fenâ makâmına varamamış olan böyle değildir. Bunun zâhir organları, kalbi ile ilgilidir. Fekat bunun da yeni, kıymetli elbisesi, kalbinin çalışmasına mâni’ olur denilemez. Din büyükleri, Ehl-i beyt imâmları, imâm-ı a’zam Ebû Hanîfe ve Abdülkâdir-i Geylânî “rahime-hümullahü teâlâ”, çok kıymetli elbise giymişlerdir. (Hazâne-türrivâye) ve (Metâlib-ülmü’minîn) ve(Zahîre) kitâbları, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” bin dirhem gümüş kıymetinde cübbe giydiğini bildiriyorlar. Dört bin dirhem gümüş değerinde cübbe ile nemâz kıldığı görülmüşdür. İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfe “rahime-hullahü teâlâ” talebesine yeni ve kıymetli elbise giymelerini söylerdi.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.