480

Necm sûresinin 3 ve 4. cü âyetlerinde meâlen, (Muhammed “aleyhisselâm”, kendi arzûsu ile konuşmaz. [Çünki O, tevhîdi i’lân ve şirki yok etmek ve dîni yaymak ile emr olunmuşdur.] Onun [din işlerinde] konuşması ancak vahydir) buyurulmuşdur.

Kehf sûresinin 110. cu âyetinde meâlen, (Onlara de ki, ben de ancak sizin gibi bir insanım. Ama, bana Rabbimin tek bir ilah olduğu vahy olunmuşdur. [Zâtında benzeri, sıfatlarında şerîki, ortağı yokdur.] Rabbine kavuşmak istiyen bir kimse, amel-i sâlih, fâideli iş işlesin ve Rabbine ibâdet etmekde hiç şerîk [ortak]koşmasın) buyurmuşdur.

Ve nihâyet, hâlâ Kur’ân-ı kerîmin Allahü teâlânın kelâmı olduğundan şübhesi olanlar için, Müddessir sûresi nâzil oldu.

Bu sûrenin 1-10. âyetlerinde meâlen, (Ey örtüye bürünen Muhammed! Kalk da[kâfirleri Allahü teâlânın azâbı ile] korkut! Rabbini tekbîr et, ta’zîm et! Giydiklerini temiz tut! Harâm edeceğim şeylerden sakın! Yapdığın iyiliği çok görerek başa kakma! Rabbin için sabr et! Sûra üfürüldüğü zemân, kâfirlere çok sıkıntılı bir gündür. Onlara kolaylık yokdur…) buyurulmuşdur.

24. cü âyetden başlıyarak meâlen, (Kur’ân için, bu sihrdir, bu ancak bir insan sözüdür dedi. İşte bunu söyliyeni, şiddetli bir ateş içine, Cehenneme atacağım. Şiddetli ateşin ne olduğunu sen ne bilirsin? O [içine girenleri] ne çıkartır, ne de azâbdan vaz geçer. İnsanın derisini karartır, yakar. Orada 19 [azâb yapan melek]vardır. Ateşde olanlara azâb yapmak için, meleklerden başkasını me’mûr etmedik. Ehl-i kitâb [yehûdî ve hıristiyanlar bu sayıyı, kendi kitâblarında bildirilene uygun görerek Muhammed aleyhisselâmın nübüvvetine ve] Kur’âna inanırlar. Mü’minlerin de îmânı artar. Ehl-i kitâb ve mü’minler, [bu adedde] şübhe etmesinler. Kalbleri hasta olanlar ve kâfirler ise, Allah bunu [19 adedini]bildirmekle ne yapmak ister derler. Bunun gibi, Allah dilediğini [kötüleri] doğru yoldan sapdırır ve dilediğini [iyileri] de, doğru yola kavuşdurur. Rabbimin[Cehennem ehlini azâblandırmak için yaratdığı] meleklerin adedini, ancak kendisi bilir [Bu ondokuz melek, diğer meleklerin reîsleridir.]) buyuruldu.

Kur’ân-ı kerîmin hakîkaten Allahü teâlânın kelâmı olduğundan şübhe edenlere bir cevâb olan bu sûredeki 19 sayısı, Tevrâtda da bildirilmişdi.

İslâm dîninde birşeyin kudsiyyet kazanması için, islâmın (Edille-i şer’ıyye) denilen dört temel kaynağından birisi ile bildirilmiş olması lâzımdır. 19 ve 786 rakamlarının kudsî oldukları hiç bildirilmedi. O hâlde, bu rakamlar kudsî değildir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.