415

Önce, bir sene beş ay devlet idâresine karışdırılmadı. Memleketi sadr-ı a’zam Midhat pâşa ve arkadaşları idâre etdi. Bunlar, 24 Nisan 1295 [m. 1877] günü Rus harbine sebeb oldular. Mâlî 1293 senesine rastladığı için (93 harbi) denilmekdedir. 93 harbi Edirne mütârekesine kadar dokuz ay sürdü. Müşîr [Mareşal] yapdıkları Süleymân pâşa, Şıpka geçidinde büyük gaflet yaparak, en seçkin Türk birliklerinin harcanmasına sebeb oldu. Bu hezîmete kahramanlık denilerek, başkumandan yapıldı. Fekat, Filibeye ve oradan Edirneye kaçdı. Edirnede de tutunamayıp mütâreke istedi. Mütâreke Abdülhamîd hânın, kraliçe Viktoryaya çekdiği telgraf üzerine mümkin olabildi. Ruslar ve Bulgarlar, onbinlerce Türk kadın ve çocuğunu kesdiler. Bir milyondan fazla Türk, Bulgaristandan, İstanbula hicret etdi. O zemân Rusyânın nüfûsu doksan, Osmânlıların ise altmışdört milyondu. Sultân Abdülhamîd hân, fâci’aları görünce, Edirne mütârekesinden onüç gün sonra, 13 Şubat 1296 [m. 1878] da Meclis-i meb’ûsânı kapatdı. Devlet idâresini eline aldı. Meb’ûsların ancak yüzde kırkı Türkdü. Bu parlamento devâm etseydi, Osmânlı devleti, dahâ o zemân parçalanacakdı. Sultân Abdülhamîd hânın ilk ve büyük başarısı, bu felâketi görmesi ve önlemesi oldu.

Osmânlılara imzâlatdırılan 3 Mart 1878 Ayastefanos [Yeşilköy] mu’âhedesini sultân Abdülhamîd hân bir dürlü hazm edemedi. Dâhiyâne bir kurnazlıkla 4 Hazîran 1878 de İngiltere ile gizlice anlaşdı. Kıbrıs adasının idâresini İngiltereye bırakdı. Adanın gelirleri her yıl İstanbula yollanacak, ada Osmânlı İmperatorluğunun bir parçası kalacakdı. Buna karşılık, İngiltere Ayastefanos mu’âhedesinin Türkiye lehine değişdirilmesine yardım edecekdi. Böylece, Berlin mu’âhedesi, 13 Temmuz 1878 de imzâlanarak, topraklarımızın çoğu geri alındı. Bu harbde, para tazmînâtı pek ağır oldu. Sultân Abdülhamîd, buna da pek dâhiyâne çâre buldu. [m. 1881] de Düyûn-i umûmiyye idâresi kurarak, borçları, ikiyüzelliiki milyondan, yüzaltı milyon osmânlı lirasına indirdi. Bu büyük başarısı, memlekete unutulmaz bir hizmet oldu. Büyük devletlerin bütün baskılarına rağmen, Abdülhamîd hân, Berlin mu’âhedesinin, Anadolunun şarkında Ermenilere muhtâriyyet veren maddesini hiç tatbîk etmedi. Midhat pâşa ve arkadaşları, Rusyanın harb açmasına sebeb oldu. Bütün Rumeli ve Anadolunun büyük kısmı Rusyanın eline geçdi. Dâhilî işler, masonların elinde kaldı. İslâmiyyeti yıkmak, dinde reformlar yapılmak isteniyordu. Bunun için, din adamları câhil yetişdiriliyordu. Alman târîhçisi, Hans Kramer, (Ondokuzuncu asr) adındaki büyük târîh kitâbının üçüncü cildi, yirmialtıncı sahîfesinde (dessen klugen Bruder Abdülhamîd II) beşinci Murâdın akllı kardeşi, diye övdüğü sultân ikinci Abdülhamîd, memleketin felâkete götürüldüğünü, pâşaların, mason uşağı olduklarını görerek, meclisi kapatdı.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.