415

(Kıyâs) demek, Kur’ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde açıkça bildirilmemiş olan emrleri meydâna çıkarmakdır. İblîs, kıyâs yapmadı. Emre isyân etdi. İsyâna, küfre kıyâs ismini vererek, imâm-ı a’zam Ebû Hanîfeye düşmanlığını gizlemek, bu büyük âlimi lekeliyerek, dîn-i islâmı yıkmak istemekdedir.

(Hüsniyye) kitâbının, bir islâm düşmanı, bir yehûdî tarafından hâzırlandığını (Tuhfe-i isnâ aşeriyye) bildiriyor. (Tuhfe) kitâbı fârisîdir. Hakîkat Kitâbevi yeniden basdırmışdır. (Hüsniyye)kitâbının Müslimânların arasına ikilik sokarak islâmiyyeti içerden yıkmak, parçalamak için bir yehûdî tarafından yazıldığı meydândadır. En büyük hücûm silâhı, Ehl-i sünnet âlimlerini, Ehl-i beyte düşman imiş gibi göstermesidir. Hâlbuki, Ehl-i sünnetin Ehl-i beyte pek çok sevgi ve saygı taşıdığı, onların her sözünü vesîka ve sened olarak aldıkları kitâblarımızda yazılıdır. Ehl-i beytin âşıklarını, onlara düşman olarak tanıtmak, büyük küstâhlıkdır. Çok kurnaz davranarak, bunların bir köle tarafından, Ehl-i sünnet âlimlerine karşı söylenmiş olduğunu ve kimsenin cevâb veremeyip, rezîl olduklarını yazıyor. Bu câriye, bu bilgileri imâm-ı Ca’fer Sâdıkdan “rahime-hullahü teâlâ” öğrenmiş diyerek, bu küfr ve düşmanlığını, O büyük imâma da bulaşdırmağa uğraşıyor. Giridli Sırrı pâşanın “rahime-hullahü teâlâ” (Şerh-i Akâid) tercemesinde ve (Milel ve Nihâl) kitâbında ve Kâmus mütercimi olan Ahmed Âsım efendinin “rahime-hullahü teâlâ” (Emâlî kasîdesi) şerhinde ve (Tam İlmihâl) ve (Hak Sözün Vesîkaları) kitâblarında, bu yazıların, yanlışları birer birer gösterilmekde, âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîfler ile, isbât edilmekdedir.

Seyyid Eyyûb bin Sıddîk “rahime-hullahü teâlâ” (Menâkıb-ı Çihâr yâr-i güzîn) kitâbında, altmışüçüncü menâkıbde diyor ki, Kûfe şehrinde, Abdülmecîd adında bir sapık vardı. İmâm-ı Ca’fer Sâdıkın “rahime-hullahü teâlâ” huzûruna gelip şöyle sordu:

S— Eshâb arasında, en üstün kimdir?

Ca’fer Sâdık — Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü teâlâ anh” hepsinden üstündür.

S— Böyle olduğunu nerden biliyorsun?

C.S.— Allahü teâlâ, onun için, Resûlden sonra, ikinci buyurdu. Bundan üstün şeref olmaz.

S— Alî “radıyallahü anh”, Resûlün yatağında, kâfirlerden korkmadan, yatmadı mı?

C.S.— Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh” birşeyden korkmadan, Resûlullahdan “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” önce mağaraya girdi.

 

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.