415

Eshâb-ı kirâmı kötüliyebilmek için âyet-i kerîmelere yanlış ma’nâ vermekden, hadîs uydurmakdan, sahîh hadîsleri inkâr etmekden çekinmemekdedir. Kâfirler, münâfıklar hakkında gelmiş olan âyet-i kerîmeleri, hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîk için ve Eshâb-ı kirâm “aleyhimürrıdvân” için gelmişdir demek alçaklığında bulunmakdadır. Nitekim, Feth sûresinde, onbirinci âyet-i kerîmesinde meâlen, (Cihâda gelmek istemeyip kaçdıkları hâlde, gelecekdik ammâ, iş, güçden başımızı kaldıramadık diyenler, kalblerinde olmıyan şeyleri söyliyorlar) buyuruldu. Bunun hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîk için olduğunu yazarak, âyet-i kerîmeyi değişdirmekdedir. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, sapık kimselerin çıkacağını, çeşidli hadîs-i şerîflerde haber vermişdi. Bu hadîs-i şerîflerden birisinde, (Müslimân adını taşıyanlardan en çok korkduğum kimse, Kur’ân-ı kerîmin ma’nâsını değişdirenlerdir) buyurdu. Bir kerre de, (Kâfirler, islâm düşmanları için gelmiş olan âyet-i kerîmeleri, müslimânlara yükletirler)buyurdu. Ebû Bekr-i Sıddîk ile Ömer Fârûkun “radıyallahü anhümâ” Bedr, Uhud, Hendek, Mekkenin fethi ve Huneyn ve Tebük ve bütün cihâdlarda bulundukları ve Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” etrâfında pervâne gibi dolaşdıkları, bütün siyer kitâblarında ve hattâ tefsîrlerde yazılıdır.

Ebû Bekr “radıyallahü anh” ba’zı seriyyelerde, kumandanlık da etmişdi. Meselâ, hicretin yedinci yılı, Şa’bân ayında, bunun kumandasında bir bölük, Fezâre kabîlesine gönderildi. Gidip bir kısmını katl, büyük mikdârda kâfiri de esîr edip Medîneye getirdi.

Mühim olan şu misâli de bildirelim: (Menâkıb-i Çihâr yâr) kitâbında diyor ki, Bedr gazâsında, Ramezân-ı şerîfin onyedinci Cum’a günü, temmuz ayının öğle sıcağında, iki taraf hücûm etmişdi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” Ebû Bekr, Ömer, Ebû Zer, Sa’d ve Sa’îd ile “radıyallahü anhüm” kumanda yerinde oturmuşdu. İslâm askeri sıkıntı çekiyordu. Sa’d ve Sa’îdi yardıma gönderdi. Sonra Ebû Zeri gönderdi. Sonra, Ömeri gönderdi. Bir sâat geçdi. Ebû Bekr, sıkıntının azalmadığını görerek, kılıcını çekip, atını sürerken, Resûl-i ekrem “sallallahü aleyhi ve sellem” elinden tutup, (Yanımdan ayrılma yâ Ebâ Bekr! Bedenime ve kalbime gelen her sıkıntı, senin mubârek yüzünü görmekle hafîfliyor. Seninle kalbim kuvvetleniyor) buyurdu.

Sâhib [arkadaş] olmak iyi ve kötü kimseler hakkında ve hayvanlar için de kullanılır. Fekat bu arkadaşlığın iyi ve medh için mi, yoksa kötülemek için mi olduğu, âyet-i kerîmelerin ma’nâsından, açıkça anlaşılmakdadır. Hattâ, ba’zı âyetlerde, efendi, hâmî, nasîhat verici ma’nâsına gelmekdedir. Bunları anlamak için, lügat, metn-i lügat, iştikak, sarf, nahv, beyân, bedî, meânî ve belâgat gibi geniş ve derin ilmleri iyi bilmek lâzımdır.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.