369

Mezkûr yeni dîni, ya’nî islâmiyyeti kuvvetlendirmek için, buna cismânî sebebleri ve dünyevî vesîleleri serbestçe kullanmak; islâm dîninin hıristiyan dîni kadar rûhânî olmadığına ve onun zuhûru için Arabistânın hâzır bulunmadığına kuvvetli bir delîldir. İslâmiyyet, rûhânî bir din, Arabistân da, onu kabûle hâzır olmuş olsaydı, cismânî sebeblere ve dünyevî vesîlelere aslâ ihtiyâç duyulmaksızın, o da hıristiyanlığın yayılması gibi halîm ve selîm olarak yayılırdı.

Putperest ve câhillerin, hidâyete gelmeleri için, en mükemmel ve en üstün dînin bir def’ada gönderilmesi mümkin iken, niçin merhametlilerin en merhametlisi olan Allahü teâlâ, islâmı, altıyüz sene evvel hıristiyanlığın ve ikibin sene evvel Mûsevîliğin yerine koymadı, ya’nî onlardan önce göndermedi. Bunca zemân te’hîrine sebeb ne idi? Müslimânlar, kendi dinlerinin hak ve Allahü teâlâ tarafından gönderilmiş olup olmamasını, bu delîlimiz vâsıtası ile anlıyabilirler) demekdedir.

Gadâ-ül-mülâhazâtın bu yazısı hülâsa edilirse, üç iddi’âyı içine almakdadır:

Birincisi: Îsâ aleyhisselâmın dîninin ya’nî hıristiyanlığın fazîlet ve üstünlüğünün sebebi; onu kabûl etmeğe müsâid, şerî’at terbiyesi görmüş İsrâîl oğulları arasında zuhûr etmesi ve Muhammedin “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” dîninin ya’nî islâmiyyetin ise, şerî’at terbiyesi görmemiş ve onu kabûl etmeğe müsâid olmıyan putperestler arasında zuhûr etmesidir.

İkincisi: Hıristiyanlık yumuşaklık ve tatlılıkla yayıldığı hâlde, islâmiyyetin sertlik, kuvvet ve dünyevî sebeblerle yayılmasıdır.

Üçüncüsü: Allahü teâlânın Peygamber göndermesi mümkin ve kendisi de merhametlilerin en merhametlisi olduğu hâlde, üstün olan bir dîni, ya’nî islâmiyyeti, diğerlerinden evvel göndermemesinin, Onun adâletine uygun olmamasıdır. Gadâ, kışlık ta’âm demekdir.

BİRİNCİ İDDİÂLARI: (Îsâ aleyhisselâmın, şerî’at terbiyesi görmüş bir kavm içerisinden zuhûru, Muhammed aleyhisselâmın ise, şerî’at terbiyesi görmemiş bir kavm arasından zuhûr etmesidir.)

CEVÂB: Bu iddi’âlarına çok çeşidli şekllerde cevâb vermek mümkindir.

İsrâîl oğulları, Îsâ aleyhisselâmın teblîg etdiği ilâhî ahkâmı, kabûl etmeğe müsâid olmakla berâber, şerî’at terbiyesi de görmüşlerdi. Böyle olduğu hâlde, Îsâ aleyhisselâma ömrü boyunca, sekseniki kişi îcâbet etmiş, inanmışdı. Hâlbuki Muhammed aleyhisselâm, hiçbir dîni kabûl etmeğe müsâid olmıyan ve hiçbir şerî’at ve din terbiyesi görmemiş arap putperestlerini, babalarının ve dedelerinin dînine temâmen zıd, nefslerinin arzûlarına, lezzetlerine büsbütün muhâlif olan bir dîne, ya’nî islâmiyyete da’vet etdi.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.