25 — Matta, Markos, Luka İncîllerinde, Îsâ aleyhisselâm çarmıha gerilmek için götürülürken, Karînalı [Kirine] Şem’ûn isminde bir kimseye haçı [çarmıhı] taşıtdılar. [Matta, bâb yirmiyedi, âyet otuziki, Markos, bâb onbeş, âyet yirmibir. Luka bâb, yirmiüç, âyet yirmialtı.] Yuhannâ ise, ondokuzuncu bâbın, onyedinci âyetinde, hazret-i Îsânın kendi haçını yüklenerek kendinin taşıdığını yazmakdadır.
26 — Matta ve Markosun yazdıklarına göre, Îsâ aleyhisselâmla berâber asılan mücrimlerden iki kişi ona söverler idi. Luka İncîlinde ise; (Birisi sövdü, diğeri söveni men etdi ve kendisinden şifâ istedi) demekdedir. [Luka yirmiüçüncü bâb, otuzdokuz, kırk, kırkbir, kırkiki ve kırküçüncü âyetler.]
27 — Îsâ aleyhisselâmın kıyâmı hakkında dört İncîlde yazılanlar da birbirine zıddır. Bunların birer birer anlatılması, okuyanları yoracağından, herbir İncîlin tenâkuz olan âyetlerini, ibret alacak kimselerin görmesi için hülâsa olarak yazalım:
Matta İncîlinin yirmiyedinci bâbının elliyedinci ve dahâ sonraki âyetleri: (Îsânın çarmıh üzerinde vefâtı gününün akşamı Arimetalı, Îsânın talebelerinden Yûsüf adlı zengin bir adam geldi ve Pilatusa gidip, Îsânın cesedini istedi. O zemân Pilatus, verilsin diye emr etdi. Yûsüf cesedi alıp, onu temiz bir keten bezine sarıp, kayada oydurmuş olduğu kendi mezârına koyup, mezârın kapısına büyük bir taş yuvarlayıp gitdi. Mecdelli Meryem ile diğer Meryem orada bulunup, mezârın karşısında oturuyorlardı. Ertesi gün, cumartesi günü başkâhinler ile Ferîsîler, Pilatusun yanına toplandılar. Pilatusa, Îsâ için: O sağlığında üçgün sonra kıyâm ederim, kalkarım demişdi. Şimdi üç güne kadar mezârının hıfz edilmesini emr et ki, şâkirdleri geceleyin gelip, onu çalarak, halka: O ölülerden kıyâm etdi demesinler. Sonraki sapıklık, evvelkinden fenâ olur, dediler. Pilatus da onlara: Sizin muhâfızlarınız vardır. Gidin bildiğiniz gibi sağlam hıfz edin dedi. Onlar da gidip taşı mühürliyerek, muhâfızlar ta’yîn ederek hıfz etdiler ve Sebtin (Cumartesinin) sonunda haftanın birinci günü tan yeri ağarırken, Mecdelli Meryem ile diğer Meryem, kabri görmeğe geldiler. Çok şiddetli bir zelzele oldu. Zîrâ Rabbin bir meleği gökden indi ve taşı kapıdan yuvarlayarak üzerine oturdu. Ondan korkularından muhâfızlar titreşip ölü gibi oldular. Melek kadınlara hitâben: Siz korkmayın. Zîrâ haça gerilmiş Îsâyı aradığınızı biliyorum. O burada değildir. Zîrâ söylediği gibi kıyâm etdi. Gelin yatdığı yere bakın ve çabuk gidip şâkirdlerine haber verin. O sizden evvel Celîleye gidiyor. Onu orada göreceksiniz. İşte ben size söyledim, dedi. Onlar da hemen akabinde korkarak ve büyük bir sevinçle kabrden çıkıp şâkirdlere haber vermeğe koşdular.