Hâlâ İngiliz milletvekillerinden olan Lord İsrâilî de yehûdî olduğu hâlde dünyânın en zenginleri arasındadır. Bugün, Avrupa altın borsalarının, yehûdîlerin ellerine geçeceği şimdiden açıkca görülmekdedir. Hıristiyanların bu iddiâlarına göre, yehûdîlerin dîni, Îsâ aleyhisselâmın dîninden efdal olmakdadır. Buna göre, Avrupanın çok yerlerinde ve Rusyanın her yerinde, san’at, ticâret ve servetden habersiz fakîr, ne kadar hıristiyan var ise, bunların inançları da bâtıl olmakdadır. Hıristiyanların bu sözlerine göre, herhangi bir dînin doğruluğu, sâdece o dîne inananların servet ve zenginliğine bağlı olması lâzım gelir ki, bu hâl hıristiyanların islâmiyyete karşı yapdıkları i’tirâzı kuvvetlendirmez [bil’aks ortadan kaldırır].
Avrupa mekteblerine gelince, bunlar iki kısmdır:
Birisi papazların, diğeri ise halkın, hükûmetin idâre ve kontrolü altındadır. Papazların idâresinde olan mekteblerde, sâdece hıristiyanlık akîdeleri [inançları] öğretilmekdedir. Bunun için, millet meclislerinde, bu mekteblerin papazların elinden alınması için konuşmalar yapılmakdadır. Yakın bir gelecekde hıristiyan çocuklarının terbiyesi papazların idâresinden çıkarılıp, bu mekteblerin de, halkın ve hükûmetin idâresine verileceği anlaşılmakdadır. Avrupa hükûmetlerinin ve halkın idâre ve kontrolünde olan mekteblerin hiçbirinde, dîne âid bir şey öğretilmeyip, onlarda sâdece fen ve matematik bilgileri öğretilmekdedir. Bunun için, böyle olan mekteblerden me’zûn olan Avrupalı gençlerin pek çoğu, hıristiyanlığın aleyhindedirler. Bu mekteblerden me’zûn olanlar, her gün çoğalmakda ve dernekler kurup, gazete ve mecmû’alar neşr etmekdedirler. Bu gazete ve mecmû’alarında, hıristiyanlığın bâtıllığını dünyâya i’lân etmeğe çalışmakdadırlar. Hıristiyanlığın, hak din olduğunu isbâta çalışan bu papazın, vesîka olarak ortaya koyduğu delîllerden olan, Avrupadaki bu mekteblerin bir gün gelecek, hıristiyanlığın yıkılmasına sebeb olacağında şübhe yokdur.
Müslimânlar arasında, ilme her şeyden çok ehemmiyyet veren, ilmi her şeyin üstünde tutan bir idârenin yokluğundan dolayı yıkılan, yok olan ba’zı hükûmetler olmuşdur. Bundan başka, bugün islâm memleketlerinde mevcûd olan sayısız mekteb ve medrese ve bunlara bağlı vakf ve imâretlere insâf ile nazar etmelidir. Sâdece İstanbulda bulunan medreselerin, vakflarının vakfnâmeleri incelendiğinde; ilm tahsîl eden talebenin oturacağı kilimlerine varıncaya kadar, aylık maâşlarını ve her medresenin müderris, kapıcı ve diğer hizmetlilerinin alacakları maâşlarını, bu vakfların üzerine aldıkları görülür. Acaba, Avrupa mekteblerinin herhangi birinde böyle bir teşvîk, böyle bir kolaylık var mıdır?