369

Müslimânların, hıristiyanlara ve yehûdîlere yapmakla mükellef oldukları muâmele şekli, bizzat Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” bütün müslimânlara hitâben yazdırdığı şu mektûbda açıkca bildirilmişdir. Bu mektûbun aslı Ferîdûn beğin (Mecmû’a-i Münşeât-üs-salâtîn) kitâbı birinci cild, otuzuncu sahîfesinde yazılıdır.[1] Mektûbun tercemesi şöyledir:

(Bu yazı Abdüllah oğlu Muhammedin “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” bütün hıristiyanlara verdiği sözü bildirmek için yazılmışdır. Şöyle ki, Cenâb-ı Hak, kendisini rahmet olarak gönderdiğini müjdelemiş, insanları Allahü teâlânın azâbı ile korkutmuş, insanlar üzerindeki emâneti muhâfaza edici yapmışdır. İşte bu Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem”, bu yazıyı, müslimân olmıyan bütün kimselere verdiği ahdi, sözü tevsîk için kaleme aldırdı. Her kim ki, bu ahdin aksine hareket ederse, ister sultân, ister başkası olsun, Cenâb-ı Hakka karşı isyân, Onun dîni ile istihzâ etmiş sayılır ve Cenâb-ı Hakkın la’netine lâyık olur. Eğer hıristiyân bir râhip [papaz] veyâ bir seyyâh [turist] bir dağda, bir derede veyâ çöllük bir yerde veyâ bir yeşillikde veyâ alçak yerlerde veyâ kum içinde ibâdet için perhiz yapıyorsa, kendim, dostlarım, arkadaşlarım ve bütün milletimle berâber, onlardan her dürlü teklîfleri kaldırdım. Onlar, benim himâyem [korumam] altındadır. Ben onları, başka hıristiyanlarla yapdığımız ahdler mûcibince, ödemeye borçlu oldukları bütün vergilerden afv etdim. Cizye, harâc vermesinler veyâ kalbleri râzı olduğu kadar versinler. Onlara cebr etmeyin, zor kullanmayın. Onların dînî reîslerini makâmlarından indirmeyin. Onları, ibâdet etdikleri yerden çıkartmayın. Bunlardan seyâhat edenlere mâni’ olmayın. Bunların manastırlarının [kiliselerinin] hiçbir tarafını yıkmayın. Bunların kiliselerinden mal alınıp, müslimân mescidleri için kullanılmasın. Her kim buna riâyet etmezse, Allahın ve Resûlünün kelâmını dinlememiş ve günâha girmiş olur. Ticâret yapmayan ve ancak ibâdet ile meşgûl olan kimselerden, her nerede olurlarsa olsunlar, (cizye) ve (garâmet) [cezâ] gibi vergileri almayın. Denizde ve karada, şarkda ve garbda, onların borçlarını ben saklarım. Onlar benim himâyem altındadır. Ben onlara (emân) [izn] verdim. Dağlarda yaşayıp ibâdet ile meşgûl olanların ekinlerinden harâc almayın. Ekinlerinden Beyt-ül-mâl [Devlet Hazînesi] için hisse çıkartmayın. Çünki, bunların zirâ’ati, sırf nafakalarını te’mîn etmek için yapılmakda olup, kâr için değildir.

[1] Ahmed Ferîdûn beğ 991 [m. 1583] de vefât etdi. Eyyübdedir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.