Müşterî, boş kabı dartıp söyleyince, bâyı’ inanmazsa, müşterînin sözü kabûl olunur. [Dördüncü maddenin sonuna bakınız!]. Koçun dişiye katılmasını satmak fâsiddir.
Ağacın vereceği meyveyi veyâ tarlanın vereceği mahsûlü, oluncıya kadar yerinden ayırmamak şartı ile, olmadan satın almak fâsiddir.
Fakîrin, zekâtı teslîm almadan satması fâsiddir. Ganîmet malını taksîm edilmeden önce satmak fâsiddir.
Hayvanı hayvana veresiye satmak fâsiddir. Kurtlanmış, bozulmuş eti satmak bâtıldır. Kokmuş eti satmak fâsiddir. Veresiye pahâlı, peşin ucuz demek, ya’nî, meselâ peşin on liraya, veresiye, ya’nî taksîtle onbeş liraya vermek şeklinde iki şartlı satışın fâsid olduğu, (Mevkûfât)da, (Cevhere)de ve (Tuhfet-ül-fukahâ)da yazılıdır. Çünki, semen mechûldür. Hadîsle yasak edilmişdir. Yalnız toplamının fiyâtı söylenip satılan şeylerin [meselâ sürünün] sayısı az veyâ çok çıkarsa, fâsid olur.
Yanında bulunmıyan şeyi müşterîye ta’rîf etmeden satmak fâsiddir. Müşterî, malı alırsam, bu para, malın semeni olsun, malı almazsam, parayı geri gönder derse, fâsid olur. Alacağını veresiye satmak fâsiddir. (Hamza efendi risâlesi şerhı)nde diyor ki “rahmetullahi teâlâ aleyhimâ”: (Yirmibeşincisi budur ki, bir kimsenin, bir kimsede ödünc olarak veyâ satın alarak veyâ mîrâs, hediyye, sadaka sûreti ile mal veyâ para alacağı olsa, bu ölçülü veyâ sayılı malı, teslîm almadan, ona veyâ başkasına, veresiye satmak câiz değildir. Satın almak sûreti ile alacağı şey ev, arsa gibi olmayıp, taşınabilen mal ise, bunu teslîm almadan, peşin satmak da, câiz değildir). [Dördüncü maddenin sonuna bakınız!]
Muztar olana, ya’nî sıkışık durumda olana, meselâ aç, susuz, çıplak, evsiz kalana, bunları, semen-i mislinden, ya’nî piyasadaki en yüksek değerinden gaben-i fâhiş ile yüksek fiyâtla satmak fâsiddir. Nafakasını te’mîn etmek için, herhangi bir şeyini satmak zorunda kalan fakîr kimsenin satdığını, gaben-i fâhişle ucuz almak da fâsiddir. (Gaben-i fâhiş), beşinci madde sonunda bildirilmişdir.
Kâfirin Kur’ân-ı kerîm satın alması sahîhdir. Fekat, satması için cebr edilir.
Vakf olan eski, yırtık Kur’ân-ı kerîmi satıp, yenisini almak ve harâb mescidi satıp parasını başka mescide sarf etmek câizdir. Vakfı bir insan vakf eder. Evkâfın parası ile yapılan binâlar vakf değildir. Bir vakf binâ yıkılıp bunun parası ile başka binâ yapılırsa, bu, vakf olmaz. Beyt-ül-mâlın olur. Vakf binâ bağçesindeki meyveleri yimek harâmdır. Meyve, ot satılıp, parası ile binâ ta’mîr edilir. Ağacı satılamaz.
Şartlı satış iki dürlü olur: Birincisi, falan şey olursa veyâ olmazsa, bu malı sana satdım veyâ senden aldım demesi ve diğerinin kabûl etmesi olup, satışı şarta (Ta’lîk) olur. Bir şarta ta’lîk ederek yapılan satış bâtıl olur. İkincisi, bu işi yapar isen, bu malı sana satdım veyâ senden aldım demesi ve diğerinin kabûl etmesi olup, satışı şarta (Takyîd) olur. Böyle şart câiz, müfsid veyâ lagv olur. Câiz olan şart yerine getirilir. Lagv olan şart ile yapılan bey’ de sahîh olur ise de, şart yerine getirilmez. Bey’in îcâb etdirdiği birşeyi, ya’nî şart edilmese de yapılması lâzım veyâ câiz yâhud âdet olan birşeyi şart etmek câizdir. Meselâ mal müşterînin olması gibi. Bey’in îcâb etdirmediği ve fekat alana ve satana fâidesi olmıyan şart lagv olur. Söz kesilirken, bey’in îcâb etdirmediği şart yapılır ve bu şart alana veyâ satana fâideli olur ise, bey’ fâsid olur. Alıcıdan ve satıcıdan başka bir kimseye fâideli olunca da, bey’ fâsid olur diyenler oldu. Fâsid şart, sözleşmeden sonra yapılırsa, iki imâma göre câiz olur. Fetvâ böyledir. Müşterînin başkasına satmaması veyâ satması veyâ hibe etmesi yâhud başka şehrde satması, hediyye etmemesi, çayıra salıvermemesi, kesmemesi, binmemesi, kendi yimemesi şartları lagv olur. Evini, ölünciye kadar içinde oturmak veyâ ölünciye kadar müşterînin kendisine bakması şartı ile satmak fâsid olur. Bu şart ile evini hediyye etmek câizdir ve evi teslîm etdikden ve alan, ona bakmağa râzı oldukdan sonra, geri alamaz.