[(El-mukaddemet-ül-izziyye)de diyor ki, (Mâlikî mezhebinde, bir kabdaki temiz suya necâset düşse, üç vasfından biri değişmez ise, bununla abdest ve gusl sahîh, lâkin mekrûhdur. Mâ-i müsta’mel de böyledir. Halâya sol ayakla ve başı örtülü girilir. Eti yinen hayvanların bevli ve pisliği temizdir. Bunların ve insanın ölüsü ve kemikleri ve tırnakları, boynuz ve derileri ve menî, mezî ve alkollü içkiler necsdir. Necs yere serili kalın şey üzerinde ve avuç içinden az kan, irin bulaşınca nemâz sahîh olur.[1] Gusle başlarken niyyet etmek, bütün vücûdü delk etmek, [avuç içi veyâ havlu ile hafîf sıvamak], muvâlât [aralıksız] ve saçı, sakalı hilâllamak, sık örülü saç çözülüp her tarafını hilâllamak farzdır. Ağız, burun ve kulak içini ve saçları yıkamak sünnetdir. Yıkamadık yer kaldığını bir ay sonra bile hâtırlayınca, yalnız orayı hemen yıkar. Hemen yıkamazsa, guslü bâtıl olur. Her guslden evvel veyâ sonra abdest alınır.
Abdeste başlarken veyâ yüzü yıkarken niyyet etmek ve başın hepsini ve sarkan saçları, kulak üstündeki deriyi ve altındaki deri görünen hafîf sakalı mesh etmek, kesîf sakalı yıkamak, muvâlât ya’nî a’zaları ard arda yıkamak, yıkanan yerleri, kurumadan evvel delk etmek de farzdır. Örülü saç çözülmez. Avuç ve parmak içleri ile zekere dokunmak, abdest aldığında veyâ bozulduğunda şübhe etmek, oğlanın veyâ mahrem olmıyan genç kadının derisine veyâ saçına şehvet ile dokunmak, abdesti bozar. [Lezzet kasd etmeden dokunursa ve dokunurken lezzet duymazsa, abdesti bozulmaz. Yolda, nakl vâsıtalarında ve alış-verişde temâs korkusu olan şâfi’î, hanefî veyâ mâlikî mezhebini taklîd etmelidir.] Bedenden kan ve diğer şeyler çıkması abdesti bozmaz. Kulakların içi ve dışı, yeni ıslatılmış parmak ile mesh edilir. Tırnak kesince, traş olunca abdest bozulmaz. Sakal traşında ihtilâflıdır. El ile istibrâ vâcibdir. Teyemmüm ederek giyilen mest üzerine mesh edilmez. Mesh müddeti yokdur. İkindi vakti isfirâr vaktine kadardır. Yatsının âhır vakti, gecenin ilk sülüsüdür. Mekkede olanın Kâ’beye, Mekkede olmıyanın Kâ’be cihetine dönmesi farzdır. Nemâza başlarken (Allahü ekber) demek, Fâtiha okumak, kavmede dikilmek, celsede oturmak,oturarak bir tarafa selâm vermek ve selâm verirken (Esselâmü aleyküm) demek farzdır. İlk iki rek’atde Zamm-ı sûre okumak, iki teşehhüdde oturmak, tehıyyât ve salevât okumak ve ikinci selâm sünnetdir.
199 –(El-fıkh-u alel-mezâhib-il erbe’a)da diyor ki, (Mâlikî mezhebinde, sağlam insandan çıkan bevl, menî, mezî, vedî, istihâza kanı, gâit ve yel abdesti bozar. Taş, solucan, cerâhat, sarı su, kan çıkınca bozulmaz. Abdesti bozanlar, hastalık ile çıkarsa ve çıkması men’ olunamazsa, meselâ bevl, bir nemâz vaktinin yarısından çok devâm eder ve çıkma zemânı belli olmazsa, abdesti bozmaz. İkinci kavle göre, bu üç şart olmasa da, hastanın abdesti bozulmaz. Çıkmadığı zemân abdest alması müstehab olur. Hanefî mezhebindeki özr sâhibi hastaların, ihtiyârların, abdest almakda harac ve meşakkat olduğu zemân, bu kavli taklîd etmeleri sahîh olur. Bevlin kesildiği zemânı belli ise, bu zemânda abdest alması iyi olur. İstibrâ zemânı uzun süren veyâ sonraları damlayan ve bir nemâz vakti devâmlı akmadığı için özrlü olamıyan hanefî ve şâfi’îler, mâlikî mezhebini taklîd eder. Bunun için, abdeste ve gusle başlarken niyyet eder. Abdestde ve guslde her uzvu el ile veyâ havlu ile hafîf delk etmeli, sığamalı, abdestde başın her yerini mesh etmelidir. Kulaklar üstündeki cild, baş demekdir. Mesh edilmesi farzdır. Bu cildin, yüz sayılarak gasl edilmesi, hanefî kitâblarında yazılı değildir. Her uzvu aralıksız yıkamak farzdır. Kulakları mesh için elleri yeniden ıslatmak sünnetdir. Lezzet kasd ederek, nikâhlamak câiz olan kadının cildine, saçına dokunmak ve avucunun veyâ parmaklarının içi veyâ yanları ile zekerine dokunmak, abdest aldığında veyâ bozulduğunda şübhe etmek abdestini bozar. Guslde ağzı ve burnu yıkamak farz değil, sünnetdir. Örgülü saçı çözüp mesh etmek lâzımdır. Mest üzerine meshin müddeti yokdur. Her nemâz vakti için ayrı teyemmüm yapılır. Kelb [köpek] ve hınzır [domuz] necs değildir. Fekat, yenilmeleri harâmdır.
Balığın dahî kanı necsdir. Eti yinen hayvânların bevli ve gâiti tâhirdir. Necâsetden tahâret bir kavle göre farz, diğer kavle göre sünnetdir. Bâsûr, idrâr, gâita damlaları bedene, çamaşıra bulaşırsa afv olur. İnsanın ve hayvânın kanının, yara, çiban suyunun avuç içi kadarı afv olur. Nemâzda her rek’atde Fâtiha okumak, bir omuzuna selâm vermek ve iki secde arasında oturmak ve rükû’da, secdelerde tumânînet [sâkin durmak] farzdır. İmâmın gizli okuduğu rek’atlerde cemâ’atin Fâtiha okumaları müstehab, âşikâre okuduğu zemân cemâ’atin de okuması mekrûhdur. Kıyâmda, sağ el sol elin üstünde olarak, göğüs ile göbek arasına koymak veyâ iki eli iki yana salıvermek müstehabdır. Farzlarda (E’ûzü…) okumak mekrûhdur. Fâtihayı rükû’da temâmlamak nemâzı bozar.) Müsâfir ile mukîmin birbirlerine imâm olmaları hanefîde câiz, mâlikîde mekrûhdur. Mâlikîyi taklîd eden hanefî, üç gün kalmağa niyyet etdiği yerde, dördüncü günde farzları dört rek’at kılmağa başlar. Mukîm ile cemâ’at yapabilirler. Çünki, mekrûhda kendi mezhebine tâbi’ olur.
Son Eklenen Süâller
Maliki Mezhebinde Abdest Aldığında ve Bozulduğunda Şüphe Etmek Abdesti Bozar mı?
Mezhep taklidinde gusl abdesti alırken nasıl niyet etmelidir?
Zekat kimlere verilir, çocuğa zekat verilir mi?
Az aldanmak, çok aldanmak ve fahiş fiyat nedir?
İnsanın şerefi kıymeti nasıl ölçülür?
Yabancı dil öğrenmenin dinimizde önemi nedir?
Son rekatde teşehhüd mikdârı oturduktan sonra abdesti bozacak birşey yapmak namazı bozar mı?
Namaz kılması tahrimen mekruh yani haram olan vakitler hangileridir?
Hanefide yatsıyı gecenin yarısından sonra kılmak mekruh mudur?