593

Hangisinin Resûlullah olduğunu bilemediler. Ebû Bekre selâm verdiler. Medh ve senâ etdiler. Hizmetinde ayak üzere durdular. Süâl sormağı edebsizlik kabûl etdiler. Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh” nas [insanlar] ile söyleşmekde, nasihât vermekde, hizmet etmekde iken, Resûlullah hazretleri, vekâr ile sessiz oturuyordu. Lâkin kimse ikisini birbirinden fark edemezlerdi. Tâ ki, güneşin harâreti hazret-i Resûlullahın üzerine geldi. Hazret-i Ebû Bekr kalkıp, ridâsını çıkarıp, eli ile Resûlullah hazretleri üzerine gölgelik etdi. O zemân Medîne ehli, Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerini bildiler.

Ellibeşinci Menâkıb: Ey azîzler. Hazret-i Ebû Bekrin “radıyallahü teâlâ anh” hidâyet ve riâyeti, evvelki menâkıblarda anlatıldı, işitdiniz. Sonra da kifâyet ve inâyeti, sonraki menkıbelerde anlatıldı, işitdiniz. Ebû Bekr-i Sıddîkın fadl ve kadrinden, şeref ve fahrinden ve cemâl ve câhinden önce ve sonra söylenenleri işitmişsinizdir. Tatlı ve şirin ibâre ile bir de benden işitiniz.

Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri, Cebrâîl aleyhisselâmı ilk gördüğü esnâda, ondan birşey işitmedi. Hazret-i Cebrâîl aleyhisselâm kırmızı yâkutdan bir taht üzerinde Hirâ dağında göründü. Hazret-i Habîbullah onu görünce korkdu. Hemen oradan acele ile geri dönüp, hazret-i Hadîcenin “radıyallahü teâlâ anhâ” se’âdethânesine geldi. Buyurdu ki: Yâ Hadîce! Ben bilmem ki bana ne oldu. Çabuk Ebû Bekri bulup, yanıma getirin. Gördüğüm nesneyi Ebû Bekre söyliyeyim. Biraz sükûnet ve râhatlık bulayım. Hazret-i Hadîce varıp, hazret-i Ebû Bekri çağırdı. Dedi ki, yâ Ebâ Bekr, Muhammed, seni ister. Hazret-i Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh” kalkıp, geldi. Yâ Muhammed “aleyhisselâm”! Sana ne oldu ki, sen kendi hâlinde değilsin, sende değişiklik olmuş, dedi. Hazret-i Resûl-i ekrem buyurdular ki, yâ Ebâ Bekr! Ben Hirâ dağının başında idim. Havada yâkut kürsî üzerinde oturan bir şahs gördüm. Melek mi, cinnî mi, insanoğlu mu bilmedim. Hazret-i Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh” bir müddet düşündü. Sonra dedi ki, yâ Muhammed “aleyhisselâm”, ben eve gidiyorum. Sen Hadîceyi yanına çağır. Yanında otursun. O görünen her kim ise, yine evvelki gibi gelip, görünür. Siz onu gördüğünüzde, o vakt, Hadîceye buyur, başını açsın. Eğer o kimse, Hadîcenin başının saçına bakarsa, bil ki, İblîsdir. Eğer bakmaz ise, bil ki, Cebrâîldir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.