● “Bir kimse bir mü’mine bir iyilik yapınca [kalbine neş’e verince], Allahü teâlâ, bu iyilikden bir melek halk edip, bu melek Allahü teâlâya hep ibâdet eder. Ve tevhîd okur. O kimse kabre dâhil oldukda, bu melek nûrlu ve sevimli olarak, bunun kabrine gelir. O kimseye, sen beni bilirmisin dedikde, sen kimsin diye süâl edip, o dahî ben senin falan kimseye verdiğin neş’e ve sürûrum ki, Allahü teâlâ, beni bugün seni sevindirmek ve kıyâmet günü sana şefâ’at etmek ve Cennetdeki yerini sana göstermek için gönderdi, dese, gerekdir.” Hadîs-i şerîf. 4/147. [Herkese Lâzım Olan Îmân: 141, Cevâb Veremedi: 342.]
● Mü’min kardeşinin yüzüne tebessüm etmek sadakadır. “Hadîs-i şerîf.” 4/147.[Herkese Lâzım Olan Îmân: 141, Cevâb Veremedi: 342.]
● “Mü’min olan kimse, büyük günâhın meydâna gelmesine sebeb olmak korkusundan, küçük günâhı terk eder.” Hadîs-i şerîf. 5/112.
● Mü’min mü’minin aynasıdır. 6/203.
● Mü’minin şerefi, geceyi ihyâ eylemek ile ve insanlardan birşey istememek [beklememek] iledir. 6/174.
● Mü’minin üzerine kıyâmet günü çabuk geçer. Ya’nî ikindi ile akşam arasında olan zemân mikdârı olur. Ve onlar insanların hesâbından kurtuluşuna kadar Cennet bağçelerinde kalırlar. 4/11.
● Malı insanlardan çoğaltan ve depo eden kimse, ateşi ister. 5/37. [Hak Sözün Vesîkaları: 337.]
● Mal ve evlâd ve zevcelerden her neye ki, muhabbet edilse, kendi nefsi için eder. 4/128. [Hak Sözün Vesîkaları: 334.]
● İnsanoğlu malın azlığını sevmez. Hâlbuki az mal, hesâbın kısa ve kolay olmasına sebebdir. 4/42.
● Mal sadaka ile noksan olmaz [eksilmez]. Hadîs-i şerîf. 5/11. [İslâm Ahlâkı: 564.]