● Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, “Benden mukaddem [evvel] ba’s olunan [gönderilen] Peygamberlerin ümmetinde elbette havâriyyûn ve eshâb vardı ki, sünnetlerine yapışıp, emrlerine uyarlardı. Dahâ sonra onların halefleri [onlardan sonra gelenler], Onların işlemedikleri ve yapmadıkları amelleri ve emr olunmadıkları işi yaparlar. Onlarla eliyle mücâdele eden kimse mü’mindir. Ve lisânı ile mücâhid olan zât dahî mü’min ve kalbi ile cihâd eden şahıs dahî mü’mindir. Onun ötesinde îmândan hardal dânesi mikdârı nesne yokdur.” Hadîs-i şerîf. 1/129. [Mektûbât Tercemesi: 174.]
● Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, bir kimse bana vasiyyet buyurun dedikde, “Lâ takdab” buyurdular. 1/98. [Mektûbât Tercemesi: 146.]
● Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” hakk-ı cıvâra [komşuların haklarına] o kadar mübâlağa buyururlar idi ki, Eshâb-ı kirâm, komşuların mîrâs almasında şübhe etdiler. [Komşulara mîrâs düşecek zan etdiler.] 1/178. [Mektûbât Tercemesi: 218.]
● Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” muhâcirînin fakîrleri ile tevessül edip, feth ve nusret taleb buyurdu. 3/94.
● Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” Mu’âviye “radıyallahü anh”a buyurdu ki,“İnsanlara hâkim olduğun zemân [Melik olduğun zemân] yumuşak davran.”Mu’âviye “radıyallahü anh” bunun için, halîfe olmak istedi. Fekat ictihâdda hatâ etdi. Zîrâ hilâfet sırası, Emîrden sonra idi. Fekat ictihâdda hatâya bir derece, haklı olana iki ve belki on derece [sevâb] vardır. 1/251. [Mektûbât Tercemesi: 308.]
● Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, imâmeyni [hazreti Haseni ve Hüseyni] kucağına alıp, öperdi. Birgün bir şahıs, Yâ Resûlallah! Ben onbir evlâd sâhibiyim. Hiçbirini takbîl eylemedim [öpmedim] dedikde, buyurdu ki, (Bu rahmetdir, Allahü teâlâ, dilediğine ihsân eder). [Kendi bendelerine ihsân eder.] 1/272. [Mektûbât Tercemesi: 387.]
● Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” rü’yâda görünmesi, Server-i enâmın latîfelerinin sûret şeklinde görünmesidir. 2/58. [Se’âdet-i Ebediyye: 79.]
● Resûllerin mikdârı yüzyirmidörtbin [den ziyâde]dir. 1/167. [Mektûbât Tercemesi: 207.]