369

Çok merhametli olduklarını iddiâ eden hıristiyanlar ve onların rûhânî reîsi Papa, böyle bir din düşmanını, acabâ hangi niyyet ile mükâfâtlandırmışdır. Kâfire yardım ve teşvîk, küfrdür. Zâlime yardım ve teşvîk de, zulmün tâ kendisidir. Binüçyüz sene, islâm medeniyyetini yıkmak ve yok etmek için çalışdılar. Sonra kalkıp, islâm devletlerinin geri kalmışlığını, hıristiyanlığın müslimânlık üzerine üstünlük ve fazîletine delîl getirmeğe çalışıyorlar. Bunlara, deliler bile güler. Böylece müslimânlar islâmiyyetden uzaklaşdırılmış, esâsı bozulan islâm devletleri yıkılmış ve yok olmuşdur.] Bunun tam tersi olarak, hıristiyan devletler de, hıristiyanlığa bağlı kaldıkca perîşanlık devâm etmişdir. Hıristiyanlığı terk ederek, dinsizliğe meyl eden bu devletler, siyâsetlerinde islâm dînini taklîd etmeğe başlamışlar, bu sâyede iktidâr ve kuvvet sâhibi olmuşlardır. Bu hâlin açık şâhidi olan târîhler, kıyâmete kadar bu hakîkati dünyâya göstereceklerdir. İslâm dîninin düşmanları, ne kadar yalan, hîle ve iftirâ uydursalar da, bu âdil şâhidler, onları bütün âleme karşı tekzîb edecek, yalanlarını ortaya koyacakdır.

Yine bu papaz, (Îsâ Mesîhin zuhûru Allahın melekûtunda çok mühim bir dönüm noktasıdır. Bu melekût geçmiş dinlere mahsûs ba’zı şeyleri, meselâ sünnet olmağı ortadan kaldırmışdır. Sünnet olmağa kıymet vermeyip, onun yerine kalbi takdîs etmeği ve ahlâkı güzelleşdirmeği, ya’nî kötü hasletlerin yok edilmesini istemişdir. Müslimânlar, hâlâ sünnet olmağı icrâ ederek, cenâb-ı Hakkın İncîl vâsıtası ile ortadan kaldırdığı bir âdeti devâm etdirmeğe çalışmakdadırlar)demekdedir.

CEVÂB: Hâlbuki, (Sanmayın ki, ben şerî’ati yıkmağa geldim. Ben yıkmağa değil, temâm etmeğe geldim. Çünki doğrusu size derim ki, gök ve yer zâil olmadıkca, şerî’atden bir harf veyâ bir nokta yok olmıyacakdır) ibâresi Matta İncîlinin beşinci bâbında, Îsâ aleyhisselâmın sözü diye yazılıdır. Tevrâtda ise, Mûsâ aleyhisselâmın dîninin ahkâmının en mühim emrlerinden birisinin, çocukları sünnet etdirmek olduğu bildirilmişdir. Hattâ Tevrâtda, Allahü teâlâ, İbrâhîm aleyhisselâma hitâben, (Sünnet olmağı icrâ et. Çünki sünnet olmıyan, Cennete giremiyecekdir) buyurmuşdur. İbrâhîm aleyhisselâmdan Îsâ aleyhisselâma kadar gelen bütün Peygamberler, bu emr ile amel etmişlerdir. Hattâ, bizzât Îsâ aleyhisselâmın kendisi de sünnetli idi. İncîllerde sünnet olmanın ibtâl edildiğini bildiren bir kelime dahî yokdur. Yukarıda zikr etdiğimiz İncîl âyetinde, (Şerî’atden bir harf veyâ bir nokta yok olmıyacakdır) dediği hâlde, bu şerî’ati ilga eden [ve sünnet olmak gibi emrlerini ibtâl eden] hangi İncîldir diye bu i’tirâzcı papaza süâl sorduğumuz zemân, cevâb olarak, Îsâ aleyhisselâmın zemânına yetişmemiş olup, onaltı sene Îsâ aleyhisselâmın ümmetine eziyyet ve işkence yapan, hattâ, havârîlerden bir zâtın derisini yüzen ve sonradan [uydurduğu bir] rü’yâ sebebi ile, Îsâ aleyhisselâma inandığını söyliyen Pavlosun, Galatyalılara yazdığı mektûbundaki birkaç ibâreden başka bir delîl ortaya koyamadı.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.