369

Bunlardan ba’zıları:

1 — Bekara sûresinin ikiyüzondördüncü âyetinde meâlen, (Mü’minler! Siz hemen Cennete gireceğinizi mi zan ediyorsunuz? Sizden önce geçen, Allah dostlarına gelen çâresizlik gibi bir şey size gelmedi. Onlara şiddetli fakîrlik, hastalık, açlık ve belâ göndermişdim. Kendilerine gelen belâlardan o kadar muzdarib oldular ki, Peygamber ve ona îmân edenler, Allahü teâlânın yardımı ne zemân olacak derlerdi. Dikkat ediniz, uyanık olunuz ki, Allahü teâlânın yardımı yakındır) buyurulmuşdur. Bu âyet-i kerîmedeki nusrat, yardım va’di umûmî olup, müslimânlara va’d edilmekdedir. Bu va’d hemen zuhûr etdi. İslâmiyyet evvelâ Arabistâna, sonra bütün dünyâya yayıldı.

2 — Bedr gazâsından önce, Allahü teâlâ, Eshâb-ı kirâma zaferi müjdeledi ve Kamer sûresinin kırkbeşinci âyetinde meâlen, (Yakında onlar hezîmete uğrayıp, harbden kaçarak arka verirler) buyurdu. Aynen buyurulduğu gibi, Bedr gazâsında Kureyş kavmi hezîmete uğrayıp helâk oldu.

3 — Allahü teâlâ, Rûm sûresinin bir, iki, üç ve dördüncü âyetlerinde meâlen: (ve Rûm[arablara] en yakın olan bir yerde [Şâm civârında, Îrânlılara] mağlûb oldu. Mağlûbiyyetden sonra, üç yıl ile dokuz yıl arasında burada hasmları [olan acemlere] gâlib olacaklardır. Yenmek ve yenilmek [kesin olarak biliniz ki] önde ve sonda Allahü teâlânın emrindedir. Rûmların Îrânlılara gâlib olduğu günde mü’minler sevineceklerdir) buyurdu. Bu âyet-i kerîmelerin tefsîrinde, müfessirlerin ve siyer âlimlerinin ittifakla bildirdikleri husûs şudur: Rûmların mağlûbiyyetden sonra acemlere, ya’nî Îrânlılara gâlib olacaklarının haber verilmesidir. Bu aynen vukû’ buldu. Hattâ, bu âyet-i kerîme nâzil olduğu zemân, Kureyş kâfirlerinin ileri gelenlerinden Ubeyy bin Halef inkâr etdi. Ebû Bekr “radıyallahü anh” ile yapdığı konuşmada; ona dil uzatarak onların gâlib geleceğini inkârında ısrâr etdi. Bunun üzerine üç sene kadar beklemek ve taraflardan kimin dediği çıkmazsa, diğerine onbeş dişi deve vermek üzere mukâvele [sözleşme] yapdılar. Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü anh”, Resûlullaha “sallallahü aleyhi ve sellem” gelerek, bu mukaveleyi arz etdi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” âyet-i kerîmede geçen (Bıd’) kelimesinin üçden dokuza kadar olan sayılara şâmil olduğunu beyân buyurdu ve Ebû Bekre “radıyallahü anh”, ona gidip, hem müddeti, hem de deve adedini artdırmasını emr etdi. Bunun üzerine, Ebû Bekr “radıyallahü anh”, yapdıkları mukâveleyi yenileyerek, müddeti dokuz seneye ve deve adedini yüze çıkardı.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.